Türkçe
Sorah An-Nisa ( The Women )

Verses Number 176

يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُواْ رَبَّكُمُ الَّذِي خَلَقَكُم مِّن نَّفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالاً كَثِيرًا وَنِسَاء وَاتَّقُواْ اللَّهَ الَّذِي تَسَاءَلُونَ بِهِ وَالأَرْحَامَ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَقِيبًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 1
Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan esini yaratip ikisinden bir çok erkekler ve kadinlar üreten Rabbinizden korkun; kendi adina birbirinizden dilekte bulundugunuz Allah'dan ve akrabalik (baglarini kirmak)tan sakinin. Süphesiz Allah sizin üzerinizde gözeticidir.
وَآتُواْ الْيَتَامَى أَمْوَالَهُمْ وَلاَ تَتَبَدَّلُواْ الْخَبِيثَ بِالطَّيِّبِ وَلاَ تَأْكُلُواْ أَمْوَالَهُمْ إِلَى أَمْوَالِكُمْ إِنَّهُ كَانَ حُوبًا كَبِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 2
Öksüzlere mallarini verin ve kötüsünü (onlara vererek) iyisiyle degistirmeyin. Onlarin mallarini, kendi mallariniza karistirip yemeyin. Zira bu, büyük bir günahtir.
وَإِنْ خِفْتُمْ أَلاَّ تُقْسِطُواْ فِي الْيَتَامَى فَانكِحُواْ مَا طَابَ لَكُم مِّنَ النِّسَاء مَثْنَى وَثُلاثَ وَرُبَاعَ فَإِنْ خِفْتُمْ أَلاَّ تَعْدِلُواْ فَوَاحِدَةً أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ ذَلِكَ أَدْنَى أَلاَّ تَعُولُواْSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 3
Eger öksüz kizlarla evlendiginizde onlara karsi adaletli davranamamaktan korkarsaniz, hosunuza giden diger kadinlardan iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz. Eger adaleti gözetmemekten korkarsaniz, o zaman bir tane ile veya elinizin altindakiyle (sahip oldugunuz câriye ile) yetinin. Dogruluktan ayrilmamak için bu daha elverislidir.
وَآتُواْ النِّسَاء صَدُقَاتِهِنَّ نِحْلَةً فَإِن طِبْنَ لَكُمْ عَن شَيْءٍ مِّنْهُ نَفْسًا فَكُلُوهُ هَنِيئًا مَّرِيئًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 4
Kadinlara mehirlerini gönül hosluguyla verin. Eger onlar gönül rizasiyla size bir sey bagislarlarsa onu afiyetle yiyin.
وَلاَ تُؤْتُواْ السُّفَهَاء أَمْوَالَكُمُ الَّتِي جَعَلَ اللَّهُ لَكُمْ قِيَامًا وَارْزُقُوهُمْ فِيهَا وَاكْسُوهُمْ وَقُولُواْ لَهُمْ قَوْلاً مَّعْرُوفًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 5
Allah'in, sizi basina diktigi mallarinizi akli ermezlere vermeyin; o mallarla onlari besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.
وَابْتَلُواْ الْيَتَامَى حَتَّىَ إِذَا بَلَغُواْ النِّكَاحَ فَإِنْ آنَسْتُم مِّنْهُمْ رُشْدًا فَادْفَعُواْ إِلَيْهِمْ أَمْوَالَهُمْ وَلاَ تَأْكُلُوهَا إِسْرَافًا وَبِدَارًا أَن يَكْبَرُواْ وَمَن كَانَ غَنِيًّا فَلْيَسْتَعْفِفْ وَمَن كَانَ فَقِيرًا فَلْيَأْكُلْ بِالْمَعْرُوفِ فَإِذَا دَفَعْتُمْ إِلَيْهِمْ أَمْوَالَهُمْ فَأَشْهِدُواْ عَلَيْهِمْ وَكَفَى بِاللَّهِ حَسِيبًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 6
Evlenme çagina gelinceye kadar yetimleri gözetip deneyin. Onlarin akilca olgunlastiklarini görürseniz, mallarini kendilerine teslim edin. "Büyüyecekler de mallarina sahip olacaklar" endisesiyle onlari israf ederek, tez elden yemeyin. Zengin olan, onlarin malini yemekten çekinsin. Fakir olan ise, mesrû sûrette yesin. Mallarini kendilerine verdiginiz zaman, bunu sahitler karsisinda yapin. Hesap görücü olarak Allah yeter.
لِّلرِّجَالِ نَصِيبٌ مِّمَّا تَرَكَ الْوَالِدَانِ وَالأَقْرَبُونَ وَلِلنِّسَاء نَصِيبٌ مِّمَّا تَرَكَ الْوَالِدَانِ وَالأَقْرَبُونَ مِمَّا قَلَّ مِنْهُ أَوْ كَثُرَ نَصِيبًا مَّفْرُوضًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 7
Ana, baba ve akrabalarin miras olarak biraktiklarinda erkeklerin hissesi vardir. Kadinlarin da ana, baba ve akrabalarin biraktiklarinda hisseleri vardir. Bunlar, az olsun çok olsun, farz kilinmis bir hissedir.
وَإِذَا حَضَرَ الْقِسْمَةَ أُوْلُواْ الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينُ فَارْزُقُوهُم مِّنْهُ وَقُولُواْ لَهُمْ قَوْلاً مَّعْرُوفًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 8
Paylasma sirasinda akrabalar, öksüzler, yoksullar hazir bulunurlarsa, onlara da bir sey verin ve onlara güzelce sözler söyleyerek gönüllerini alin.
وَلْيَخْشَ الَّذِينَ لَوْ تَرَكُواْ مِنْ خَلْفِهِمْ ذُرِّيَّةً ضِعَافًا خَافُواْ عَلَيْهِمْ فَلْيَتَّقُوا اللَّهَ وَلْيَقُولُواْ قَوْلاً سَدِيدًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 9
Kendileri, geriye zayif çocuklar biraktiklari takdirde, onlarin geleceginden endise duyacak olanlar, (yetimler hakkinda da ayni) endiseyi duysunlar, Allah'dan sakinsinlar ve dogru söz söylesinler.
إِنَّ الَّذِينَ يَأْكُلُونَ أَمْوَالَ الْيَتَامَى ظُلْمًا إِنَّمَا يَأْكُلُونَ فِي بُطُونِهِمْ نَارًا وَسَيَصْلَوْنَ سَعِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 10
Yetimlerin mallarini haksiz yere yiyenler, muhakkak ki karinlarini atesle doldurmus olurlar ve cehennemi boylarlar.
يُوصِيكُمُ اللَّهُ فِي أَوْلادِكُمْ لِلذَّكَرِ مِثْلُ حَظِّ الأُنثَيَيْنِ فَإِن كُنَّ نِسَاء فَوْقَ اثْنَتَيْنِ فَلَهُنَّ ثُلُثَا مَا تَرَكَ وَإِن كَانَتْ وَاحِدَةً فَلَهَا النِّصْفُ وَلأَبَوَيْهِ لِكُلِّ وَاحِدٍ مِّنْهُمَا السُّدُسُ مِمَّا تَرَكَ إِن كَانَ لَهُ وَلَدٌ فَإِن لَّمْ يَكُن لَّهُ وَلَدٌ وَوَرِثَهُ أَبَوَاهُ فَلأُمِّهِ الثُّلُثُ فَإِن كَانَ لَهُ إِخْوَةٌ فَلأُمِّهِ السُّدُسُ مِن بَعْدِ وَصِيَّةٍ يُوصِي بِهَا أَوْ دَيْنٍ آبَاؤُكُمْ وَأَبْنَاؤُكُمْ لاَ تَدْرُونَ أَيُّهُمْ أَقْرَبُ لَكُمْ نَفْعًا فَرِيضَةً مِّنَ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلِيمًا حَكِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 11
Allah size evlatlarinizin miras taksimini söyle emrediyor: Çocuklarinizda, erkege iki kadin payi kadar, eger hepsi kadin olmak üzere ikiden de fazla iseler, bunlara mirasin üçte ikisi ve eger bir tek kadin ise o zaman ona malin yarisi vardir. Eger ölen, ana ve baba ile birlikte çocuklar da birakmissa ana babanin her birine ölenin terekesinden altida bir; sâyet ölenin çocugu yok da, mirasçi olarak ana ve babasi kalmissa, ananin payi üçte birdir. Eger ölenin kardesleri varsa terekenin altida biri ananindir. Bu paylar, ölenin borçlari ödenip, vasiyeti de yerine getirildikten sonra hak sahiplerine verilir. Baba ve çocuklardan, hangisinin size fayda bakimindan daha yakin oldugunu, siz bilmezsiniz. Bütün bunlar Allah tarafindan farz kilinmistir. Süphesiz Allah alîmdir, hakîmdir.
وَلَكُمْ نِصْفُ مَا تَرَكَ أَزْوَاجُكُمْ إِن لَّمْ يَكُن لَّهُنَّ وَلَدٌ فَإِن كَانَ لَهُنَّ وَلَدٌ فَلَكُمُ الرُّبُعُ مِمَّا تَرَكْنَ مِن بَعْدِ وَصِيَّةٍ يُوصِينَ بِهَا أَوْ دَيْنٍ وَلَهُنَّ الرُّبُعُ مِمَّا تَرَكْتُمْ إِن لَّمْ يَكُن لَّكُمْ وَلَدٌ فَإِن كَانَ لَكُمْ وَلَدٌ فَلَهُنَّ الثُّمُنُ مِمَّا تَرَكْتُم مِّن بَعْدِ وَصِيَّةٍ تُوصُونَ بِهَا أَوْ دَيْنٍ وَإِن كَانَ رَجُلٌ يُورَثُ كَلالَةً أَو امْرَأَةٌ وَلَهُ أَخٌ أَوْ أُخْتٌ فَلِكُلِّ وَاحِدٍ مِّنْهُمَا السُّدُسُ فَإِن كَانُواْ أَكْثَرَ مِن ذَلِكَ فَهُمْ شُرَكَاء فِي الثُّلُثِ مِن بَعْدِ وَصِيَّةٍ يُوصَى بِهَا أَوْ دَيْنٍ غَيْرَ مُضَارٍّ وَصِيَّةً مِّنَ اللَّهِ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَلِيمٌSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 12
Eger hanimlarinizin çocuklari yoksa, biraktiklari mirasin yarisi sizindir. Sâyet bir çocuklari varsa o zaman mirasin dörtte biri sizindir. Bu paylar, ölenin vasiyeti yerine getirildikten ve varsa, borcu ödendikten sonra verilir. Eger siz çocuk birakmadan ölürseniz, geriye biraktiginiz mirasin dörtte biri hanimlarinizindir. Sâyet çocuklariniz varsa o zaman biraktiginiz mirasin sekizde biri hanimlarinizindir. Bu paylar, yaptiginiz vasiyetler yerine getirilip ve varsa borcunuz ödendikten sonra verilir. Eger ölen bir erkek veya kadinin çocugu ve babasi bulunmadigi halde kelâle olarak (yan koldan) mirasina konuluyor ve kendisinin bir erkek veya kizkardesi bulunuyorsa, bunlardan herbirinin miras payi terekenin altida biridir. Eger mevcut olan kardesler bundan daha çok iseler, bu takdirde kardesler mirasin üçte birini zarara ugratilmaksizin aralarinda esit olarak taksim ederler. Bu paylar ölenin vasiyeti yerine getirilip ve varsa borcu ödendikten sonra verilir. Bunlar, Allah tarafindan bir emirdir. Allah her seyi bilen ve yarattiklarina çok yumusak davranandir.
تِلْكَ حُدُودُ اللَّهِ وَمَن يُطِعِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 13
Iste bütün bu hükümler, Allah'in koydugu hükümler ve çizdigi sinirlardir. Kim Allah'a ve Peygamberine itâat ederse Allah onu altlarindan irmaklar akan cennetlere koyar. Onlar, orada ebedî olarak kalacaklardir. Iste büyük kurtulus budur.
وَمَن يَعْصِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَيَتَعَدَّ حُدُودَهُ يُدْخِلْهُ نَارًا خَالِدًا فِيهَا وَلَهُ عَذَابٌ مُّهِينٌSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 14
Kim de Allah'a ve Peygamberine isyan eder ve Allah'in koydugu sinirlari asarsa Allah onu da ebedî kalacagi cehennem atesine koyar. Onun için alçaltici bir azab vardir.
وَالَّلاتِي يَأْتِينَ الْفَاحِشَةَ مِن نِّسَائِكُمْ فَاسْتَشْهِدُواْ عَلَيْهِنَّ أَرْبَعَةً مِّنكُمْ فَإِن شَهِدُواْ فَأَمْسِكُوهُنَّ فِي الْبُيُوتِ حَتَّىَ يَتَوَفَّاهُنَّ الْمَوْتُ أَوْ يَجْعَلَ اللَّهُ لَهُنَّ سَبِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 15
Kadinlarinizdan zina edenlere karsi, içinizden dört sahit getirin. Eger onlar, sahitlik yaparlarsa, bu kadinlari, ölüm alip götürünceye kadar veya Allah onlara bir çikis yolu açincaya kadar evlerde hapsedin.
وَاللَّذَانَ يَأْتِيَانِهَا مِنكُمْ فَآذُوهُمَا فَإِن تَابَا وَأَصْلَحَا فَأَعْرِضُواْ عَنْهُمَا إِنَّ اللَّهَ كَانَ تَوَّابًا رَّحِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 16
Sizlerden zina edenlerin her ikisine de eziyet edin. Eger onlar tevbe edip kendilerini islah ederlerse onlardan vazgeçin. Çünkü Allah tevbeleri kabul eden ve çok merhamet edendir.
إِنَّمَا التَّوْبَةُ عَلَى اللَّهِ لِلَّذِينَ يَعْمَلُونَ السُّوءَ بِجَهَالَةٍ ثُمَّ يَتُوبُونَ مِن قَرِيبٍ فَأُولَئِكَ يَتُوبُ اللَّهُ عَلَيْهِمْ وَكَانَ اللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 17
Ancak Allah'in kabul etmesini vaad buyurdugu tevbe, o kimseler içindir ki, bilmeyerek günah isleyip hemen tevbe edenlerin tevbesidir. Iste Allah bunlarin tevbelerini kabul eder. Allah alîmdir hakîmdir. (Her seyi bilendir, hikmet sahibidir).
وَلَيْسَتِ التَّوْبَةُ لِلَّذِينَ يَعْمَلُونَ السَّيِّئَاتِ حَتَّى إِذَا حَضَرَ أَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ إِنِّي تُبْتُ الآنَ وَلاَ الَّذِينَ يَمُوتُونَ وَهُمْ كُفَّارٌ أُوْلَئِكَ أَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 18
Yoksa günah isleyip de kendisine ölüm gelince: "Iste ben simdi tevbe ettim." diyen kimselerin tevbesi kabul edilmez. Kâfir olarak ölenlerin de tevbeleri kabul edilmez. Iste bunlara ahirette can yakici bir azap hazirlamisizdir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ يَحِلُّ لَكُمْ أَن تَرِثُواْ النِّسَاء كَرْهًا وَلاَ تَعْضُلُوهُنَّ لِتَذْهَبُواْ بِبَعْضِ مَا آتَيْتُمُوهُنَّ إِلاَّ أَن يَأْتِينَ بِفَاحِشَةٍ مُّبَيِّنَةٍ وَعَاشِرُوهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ فَإِن كَرِهْتُمُوهُنَّ فَعَسَى أَن تَكْرَهُواْ شَيْئًا وَيَجْعَلَ اللَّهُ فِيهِ خَيْرًا كَثِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 19
Ey iman edenler! Kadinlara zorla varis olmaniz size helal degildir. Verdiginiz mehrin bir kismini kurtaracaksiniz diye, onlari sikistirmaniz da helal degildir. Ancak açik bir hayasizlik yapmis olurlarsa baska. Onlarla iyi geçinin. Eger kendilerinden hoslanmadinizsa, olabilir ki, siz bir seyden hoslanmasaniz da Allah onda bir çok hayir takdir etmis bulunur.
وَإِنْ أَرَدتُّمُ اسْتِبْدَالَ زَوْجٍ مَّكَانَ زَوْجٍ وَآتَيْتُمْ إِحْدَاهُنَّ قِنطَارًا فَلاَ تَأْخُذُواْ مِنْهُ شَيْئًا أَتَأْخُذُونَهُ بُهْتَانًا وَإِثْمًا مُّبِينًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 20
Eger bir esi birakip da yerine diger bir es almak isterseniz, öncekine yüklerle mehir vermis de bulunsaniz, ondan bir sey geri almayin. O mali bir iftira ve açik bir günah isnadi yaparak geri alir misiniz?
وَكَيْفَ تَأْخُذُونَهُ وَقَدْ أَفْضَى بَعْضُكُمْ إِلَى بَعْضٍ وَأَخَذْنَ مِنكُم مِّيثَاقًا غَلِيظًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 21
Birbirinizle kaynasip basbasa kalmisken ve onlar sizden kuvvetli bir teminat almisken verdiginizi nasil geri alabilirsiniz?
وَلاَ تَنكِحُواْ مَا نَكَحَ آبَاؤُكُم مِّنَ النِّسَاء إِلاَّ مَا قَدْ سَلَفَ إِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةً وَمَقْتًا وَسَاء سَبِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 22
Cahiliye devrinde geçenler müstesna, babalarinizin nikahladigi kadinlarla evlenmeyiniz. Süphe yok ki o, pek çirkindi, igrenç idi, o ne fena bir âdetti.
حُرِّمَتْ عَلَيْكُمْ أُمَّهَاتُكُمْ وَبَنَاتُكُمْ وَأَخَوَاتُكُمْ وَعَمَّاتُكُمْ وَخَالاتُكُمْ وَبَنَاتُ الأَخِ وَبَنَاتُ الأُخْتِ وَأُمَّهَاتُكُمُ الَّلاتِي أَرْضَعْنَكُمْ وَأَخَوَاتُكُم مِّنَ الرَّضَاعَةِ وَأُمَّهَاتُ نِسَائِكُمْ وَرَبَائِبُكُمُ الَّلاتِي فِي حُجُورِكُم مِّن نِّسَائِكُمُ الَّلاتِي دَخَلْتُم بِهِنَّ فَإِن لَّمْ تَكُونُواْ دَخَلْتُم بِهِنَّ فَلاَ جُنَاحَ عَلَيْكُمْ وَحَلائِلُ أَبْنَائِكُمُ الَّذِينَ مِنْ أَصْلابِكُمْ وَأَن تَجْمَعُواْ بَيْنَ الأُخْتَيْنِ إِلاَّ مَا قَدْ سَلَفَ إِنَّ اللَّهَ كَانَ غَفُورًا رَّحِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 23
Size sunlari nikahlamak haram kilindi: Anneleriniz, kizlariniz, kiz kardesleriniz, halalariniz, teyzeleriniz, erkek ve kiz kardeslerinizin kizlari, sizi emziren süt anneleriniz, süt kizkardesleriniz ve karilarinizin anneleri, ve kendileri ile zifafa girdiginiz kadinlarinizdan olan ve evlerinizde bulunan üvey kizlariniz. Eger üvey kizlarinizin anneleri ile zifafa girmemisseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Sulbünüzden gelen (öz) ogullarinizin hanimlari ile evlenmeniz ve iki kiz kardesi birlikte nikahlamaniz da haramdir. Ancak cahiliyyet devrinde geçen geçmistir. Süphesiz ki Allah gafur (çok bagislayici) ve çok merhamet edicidir.
وَالْمُحْصَنَاتُ مِنَ النِّسَاء إِلاَّ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ كِتَابَ اللَّهِ عَلَيْكُمْ وَأُحِلَّ لَكُم مَّا وَرَاء ذَلِكُمْ أَن تَبْتَغُواْ بِأَمْوَالِكُم مُّحْصِنِينَ غَيْرَ مُسَافِحِينَ فَمَا اسْتَمْتَعْتُم بِهِ مِنْهُنَّ فَآتُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ فَرِيضَةً وَلاَ جُنَاحَ عَلَيْكُمْ فِيمَا تَرَاضَيْتُم بِهِ مِن بَعْدِ الْفَرِيضَةِ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلِيمًا حَكِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 24
Bir de harb esiri olarak sahibi bulundugunuz cariyeler müstesna, evli kadinlarla evlenmeniz de size haram kilindi. Bütün bunlar Allah'in üzerinize farz kildigi hükümlerdir. Bunlarin disinda kalanlar ise iffetli olarak zina etmeksizin mallarinizla mehir vermek suretiyle evlenmek istemeniz size helal kilindi. O halde onlardan nikah ile faydalanmaniza karsilik mehirlerini kendilerine verin ki, bu farzdir. O mehri takdir edip kesinlestirdikten sonra birbirinizi razi etmenizde bir mahzur yoktur. Süphesiz ki Allah her seyi çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
وَمَن لَّمْ يَسْتَطِعْ مِنكُمْ طَوْلاً أَن يَنكِحَ الْمُحْصَنَاتِ الْمُؤْمِنَاتِ فَمِن مَّا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُم مِّن فَتَيَاتِكُمُ الْمُؤْمِنَاتِ وَاللَّهُ أَعْلَمُ بِإِيمَانِكُمْ بَعْضُكُم مِّن بَعْضٍ فَانكِحُوهُنَّ بِإِذْنِ أَهْلِهِنَّ وَآتُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ مُحْصَنَاتٍ غَيْرَ مُسَافِحَاتٍ وَلاَ مُتَّخِذَاتِ أَخْدَانٍ فَإِذَا أُحْصِنَّ فَإِنْ أَتَيْنَ بِفَاحِشَةٍ فَعَلَيْهِنَّ نِصْفُ مَا عَلَى الْمُحْصَنَاتِ مِنَ الْعَذَابِ ذَلِكَ لِمَنْ خَشِيَ الْعَنَتَ مِنكُمْ وَأَن تَصْبِرُواْ خَيْرٌ لَّكُمْ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 25
Sizden her kim hür mümin kadinlari nikah edecek bir zenginlige gücü yetmiyorsa, ona da ellerinizin altindaki mümin cariyelerinizden efendilerinin rizasi ile nikahlamak var. Allah sizin imaninizi daha iyi bilir. Siz birbirinizdensiniz. O halde sahiplerinin izni ile ve mehirlerini örfe göre vermek suretiyle cariyelerden iffetli olan, zina etmeyen, dost da edinmeyenlerle evlenin. Evlendikten sonra bir fuhus yaparlarsa, o vakit hür kadinlar hakkinda gerekli bulunan cezanin yarisi kendilerine lazim gelir. Bu hükümler, içinizden günah islemekten korkanlaradir. Sabretmeniz ise, sizin için daha hayirlidir. Allah Gafûrdur, Rahimdir (çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir).
يُرِيدُ اللَّهُ لِيُبَيِّنَ لَكُمْ وَيَهْدِيَكُمْ سُنَنَ الَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ وَيَتُوبَ عَلَيْكُمْ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 26
Allah, sizlere bilmediklerinizi bildirmek, sizden öncekilerin yollarini size göstermek ve tevbenizi kabul etmek istiyor. Allah, her seyi çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
وَاللَّهُ يُرِيدُ أَن يَتُوبَ عَلَيْكُمْ وَيُرِيدُ الَّذِينَ يَتَّبِعُونَ الشَّهَوَاتِ أَن تَمِيلُواْ مَيْلاً عَظِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 27
Allah sizin tevbenizi kabul etmek istiyor. Halbuki sehvetlerine uyanlar ise, sizin dogru yoldan büyük bir meyl ile sapmanizi istiyorlar.
يُرِيدُ اللَّهُ أَن يُخَفِّفَ عَنكُمْ وَخُلِقَ الإِنسَانُ ضَعِيفًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 28
Allah, din hususundaki agir teklifleri sizden hafifletmek istiyor. Çünkü insan sabir ve tahammül bakimindan zayif yaratilmistir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَأْكُلُواْ أَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ إِلاَّ أَن تَكُونَ تِجَارَةً عَن تَرَاضٍ مِّنكُمْ وَلاَ تَقْتُلُواْ أَنفُسَكُمْ إِنَّ اللَّهَ كَانَ بِكُمْ رَحِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 29
Ey iman edenler! Mallarinizi aranizda haksizlikla yemeyin. Ancak kendi rizanizla yaptiginiz ticaretle yemeniz helaldir. Birbirinizin canina kiymayin. Süphesiz Allah, size karsi çok merhametlidir.
وَمَن يَفْعَلْ ذَلِكَ عُدْوَانًا وَظُلْمًا فَسَوْفَ نُصْلِيهِ نَارًا وَكَانَ ذَلِكَ عَلَى اللَّهِ يَسِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 30
Kim, zulüm ve tecavüz yolu ile bu yasaklari islerse, yakinda onu cehennem atesine atacagiz. Onu atese atmak da Allah'a pek kolaydir.
إِن تَجْتَنِبُواْ كَبَائِرَ مَا تُنْهَوْنَ عَنْهُ نُكَفِّرْ عَنكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَنُدْخِلْكُم مُّدْخَلاً كَرِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 31
Eger siz, yasaklandiginiz büyük günahlardan sakinirsaniz, diger kusurlarinizi örter, sizi güzel bir makama koyariz.
وَلاَ تَتَمَنَّوْا مَا فَضَّلَ اللَّهُ بِهِ بَعْضَكُمْ عَلَى بَعْضٍ لِّلرِّجَالِ نَصِيبٌ مِّمَّا اكْتَسَبُواْ وَلِلنِّسَاء نَصِيبٌ مِّمَّا اكْتَسَبْنَ وَاسْأَلُواْ اللَّهَ مِن فَضْلِهِ إِنَّ اللَّهَ كَانَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 32
Bir de Allah'in baziniza, digerinden fazla verdigi seyleri temenni etmeyin. Erkeklere hak ettiklerinden bir pay vardir. Kadinlara da kendi kazandiklarindan bir pay vardir. Isteklerinizi Allah'in fazlindan ve kereminden isteyin. Gerçekten Allah her seyi hakkiyla bilendir.
وَلِكُلٍّ جَعَلْنَا مَوَالِيَ مِمَّا تَرَكَ الْوَالِدَانِ وَالأَقْرَبُونَ وَالَّذِينَ عَقَدَتْ أَيْمَانُكُمْ فَآتُوهُمْ نَصِيبَهُمْ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 33
Anne, baba ve akrabalarin biraktiklari her sey için bir mirasçi tayin ettik. Yemin akdiyle mirasçi kildiklarinizin paylarini da verin. Süphesiz Allah, her seye sahittir.
الرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاء بِمَا فَضَّلَ اللَّهُ بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ وَبِمَا أَنفَقُواْ مِنْ أَمْوَالِهِمْ فَالصَّالِحَاتُ قَانِتَاتٌ حَافِظَاتٌ لِّلْغَيْبِ بِمَا حَفِظَ اللَّهُ وَالَّلاتِي تَخَافُونَ نُشُوزَهُنَّ فَعِظُوهُنَّ وَاهْجُرُوهُنَّ فِي الْمَضَاجِعِ وَاضْرِبُوهُنَّ فَإِنْ أَطَعْنَكُمْ فَلاَ تَبْغُواْ عَلَيْهِنَّ سَبِيلاً إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلِيًّا كَبِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 34
Erkekler, kadin üzerine idareci ve hakimdirler. Çünkü Allah birini (cihad, imamet, miras gibi islerde) digerinden üstün yaratmistir. Bir de erkekler mallarindan (aile fertlerine) harcamaktadirlar. Iyi kadinlar, itaatkar olanlar ve Allah'in korunmasini emrettigi seyleri kocalarinin bulunmadigi zamanlarda da koruyanlardir. Fenalik ve geçimsizliklerinden korktugunuz kadinlara gelince: Önce kendilerine ögüt verin, yataklarindan ayrilin. Bunlar da fayda vermezse dövün. Eger size itaat ederlerse kendilerini incitmeye baska bir bahane aramayin. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür.
وَإِنْ خِفْتُمْ شِقَاقَ بَيْنِهِمَا فَابْعَثُواْ حَكَمًا مِّنْ أَهْلِهِ وَحَكَمًا مِّنْ أَهْلِهَا إِن يُرِيدَا إِصْلاحًا يُوَفِّقِ اللَّهُ بَيْنَهُمَا إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلِيمًا خَبِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 35
Eger kari-koca arasinin açilmasindan endiseye düserseniz bir hakem erkegin tarafindan, bir hakem de kadinin ailesinden kendilerine gönderin. Bu arabulucu hakemler gerçekten baristirmak isterlerse, Allah kari-koca arasindaki darginlik yerine geçim verir. Süphesiz ki Allah hakkiyla bilendir, her seyin aslindan haberdardir.
وَاعْبُدُواْ اللَّهَ وَلاَ تُشْرِكُواْ بِهِ شَيْئًا وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا وَبِذِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَالْجَارِ ذِي الْقُرْبَى وَالْجَارِ الْجُنُبِ وَالصَّاحِبِ بِالجَنبِ وَابْنِ السَّبِيلِ وَمَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ إِنَّ اللَّهَ لاَ يُحِبُّ مَن كَانَ مُخْتَالاً فَخُورًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 36
Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir seyi ortak kosmayin. Sonra anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komsulara, yakin komsulara, yaninda bulunan arkadasa, yolda kalanlara, sahip oldugunuz kölelere iyilik edin. Süphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez.
الَّذِينَ يَبْخَلُونَ وَيَأْمُرُونَ النَّاسَ بِالْبُخْلِ وَيَكْتُمُونَ مَا آتَاهُمُ اللَّهُ مِن فَضْلِهِ وَأَعْتَدْنَا لِلْكَافِرِينَ عَذَابًا مُّهِينًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 37
Onlar ki hem kiskanir, cimrilik ederler, hem de herkese cimrilik tavsiye ederler ve Allah'in kendilerine lütfundan verdigi nimeti gizlerler. Biz kâfirlere alçaltici bir azap hazirladik.
وَالَّذِينَ يُنفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ رِئَاء النَّاسِ وَلاَ يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَلاَ بِالْيَوْمِ الآخِرِ وَمَن يَكُنِ الشَّيْطَانُ لَهُ قَرِينًا فَسَاء قَرِينًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 38
Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman etmedikleri halde mallarini, insanlara gösteris yapmak için harcarlar. Seytan kimin arkadasi olursa, o ne kötü arkadastir!
وَمَاذَا عَلَيْهِمْ لَوْ آمَنُواْ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَأَنفَقُواْ مِمَّا رَزَقَهُمُ اللَّهُ وَكَانَ اللَّهُ بِهِم عَلِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 39
Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman etselerdi ve Allah'in verdigi riziktan gösterissiz harcasalardi kendilerine ne zarar gelirdi? Allah onlarin söz ve islerini çok iyi bilendir.
إِنَّ اللَّهَ لاَ يَظْلِمُ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ وَإِن تَكُ حَسَنَةً يُضَاعِفْهَا وَيُؤْتِ مِن لَّدُنْهُ أَجْرًا عَظِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 40
Süphesiz ki Allah, hiç kimseye zerre kadar zulüm etmez. Eger yapilan iyilik zerre kadar da olsa, onun sevabini kat kat artirir. Ve kendi katindan büyük bir mükafat verir.
فَكَيْفَ إِذَا جِئْنَا مِن كُلِّ أُمَّةٍ بِشَهِيدٍ وَجِئْنَا بِكَ عَلَى هَؤُلاء شَهِيدًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 41
Her ümmetten bir sahit getirdigimiz ve seni de onlarin üzerine bir sahit yaptigimiz zaman bakalim kâfirlerin hali ne olacak!..
يَوْمَئِذٍ يَوَدُّ الَّذِينَ كَفَرُواْ وَعَصَوُاْ الرَّسُولَ لَوْ تُسَوَّى بِهِمُ الأَرْضُ وَلاَ يَكْتُمُونَ اللَّهَ حَدِيثًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 42
Allah'i, inkar edip peygambere isyan edenler, o kiyamet günü yerle bir olmayi isterler. Allah'tan hiçbir sözü gizleyemezler.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَقْرَبُواْ الصَّلاةَ وَأَنتُمْ سُكَارَى حَتَّىَ تَعْلَمُواْ مَا تَقُولُونَ وَلاَ جُنُبًا إِلاَّ عَابِرِي سَبِيلٍ حَتَّىَ تَغْتَسِلُواْ وَإِن كُنتُم مَّرْضَى أَوْ عَلَى سَفَرٍ أَوْ جَاءَ أَحَدٌ مِّنكُم مِّن الْغَائِطِ أَوْ لامَسْتُمُ النِّسَاء فَلَمْ تَجِدُواْ مَاء فَتَيَمَّمُواْ صَعِيدًا طَيِّبًا فَامْسَحُواْ بِوُجُوهِكُمْ وَأَيْدِيكُمْ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَفُوًّا غَفُورًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 43
Ey iman edenler! Sarhos iken ne söylediginizi bilinceye kadar namaza yaklasmayin. Cünüb iken de yolcu olanlar müstesna gusül edinceye kadar namaza yaklasmayin. Eger hasta olur, veya yolculukta bulunursaniz veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince veya cinsî münasebette bulunup, su da bulamazsaniz o zaman tertemiz bir toprak ile teyemmüm edin. Niyetle yüzlerinize ve ellerinize sürün. Süphesiz ki Allah çok affedicidir, çok bagislayicidir.
أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ أُوتُواْ نَصِيبًا مِّنَ الْكِتَابِ يَشْتَرُونَ الضَّلالَةَ وَيُرِيدُونَ أَن تَضِلُّواْ السَّبِيلَSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 44
Kendilerine kitaptan bir nasib verilmis olanlari görmüyor musun? Onlar, sapikligi satin aliyorlar ve sizin de yoldan sapmanizi istiyorlar.
وَاللَّهُ أَعْلَمُ بِأَعْدَائِكُمْ وَكَفَى بِاللَّهِ وَلِيًّا وَكَفَى بِاللَّهِ نَصِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 45
Allah sizin düsmanlarinizi çok iyi bilir. Gerçek bir dost olarak Allah yeter. Ve yardimci olarak da Allah yeter.
مِّنَ الَّذِينَ هَادُواْ يُحَرِّفُونَ الْكَلِمَ عَن مَّوَاضِعِهِ وَيَقُولُونَ سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا وَاسْمَعْ غَيْرَ مُسْمَعٍ وَرَاعِنَا لَيًّا بِأَلْسِنَتِهِمْ وَطَعْنًا فِي الدِّينِ وَلَوْ أَنَّهُمْ قَالُواْ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَاسْمَعْ وَانظُرْنَا لَكَانَ خَيْرًا لَّهُمْ وَأَقْوَمَ وَلَكِن لَّعَنَهُمُ اللَّهُ بِكُفْرِهِمْ فَلاَ يُؤْمِنُونَ إِلاَّ قَلِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 46
Yahudilerden bir kismi, (Allah'in kitabindaki) kelimeleri esas mânâsindan kaydirip; dillerini egerek ve dine saldirarak, "Sözünü isittik, emirlerine isyan ettik, dinle, dinlemez olasi ve râinâ (bizi gözet)" diyorlar. Halbuki onlar, "Isittik ve itaat ettik; dinle ve bize de bak" deselerdi bu, kendileri için daha hayirli ve daha dogru olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lanetlemistir. Artik onlar, pek azi müstesna, iman etmezler.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ أُوتُواْ الْكِتَابَ آمِنُواْ بِمَا نَزَّلْنَا مُصَدِّقًا لِّمَا مَعَكُم مِّن قَبْلِ أَن نَّطْمِسَ وُجُوهًا فَنَرُدَّهَا عَلَى أَدْبَارِهَا أَوْ نَلْعَنَهُمْ كَمَا لَعَنَّا أَصْحَابَ السَّبْتِ وَكَانَ أَمْرُ اللَّهِ مَفْعُولاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 47
Ey kendilerine kitap verilenler! Gelin yaninizda bulunan (Tevrat)i tasdik etmek üzere indirdigimiz bu kitaba iman edin. Biz birtakim yüzleri silip de enselerine çevirmeden yahut cumartesi halkini (yahudileri) lanetledigimiz gibi onlari lanetlemeden önce iman edin. Yoksa Allah'in emri mutlaka yerine gelecektir.
إِنَّ اللَّهَ لاَ يَغْفِرُ أَن يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذَلِكَ لِمَن يَشَاء وَمَن يُشْرِكْ بِاللَّهِ فَقَدِ افْتَرَى إِثْمًا عَظِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 48
Dogrusu Allah, kendisine ortak kosulmasini asla affetmez. Ondan baskasini (diger günahlari) ise, diledigi kimseler için bagislar ve magfiret buyurur. Her kim Allah'a sirk kosarsa gerçekten pek büyük bir günah ile iftira etmis olur.
أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ يُزَكُّونَ أَنفُسَهُمْ بَلِ اللَّهُ يُزَكِّي مَن يَشَاء وَلاَ يُظْلَمُونَ فَتِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 49
Kendi nefislerini temize çikaranlari görmüyor musun? Hayir! Ancak Allah, diledigini temize çikarir. Onlara kil kadar zulmedilmez.
انظُرْ كَيْفَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ وَكَفَى بِهِ إِثْمًا مُّبِينًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 50
Bak nasil da Allah'a yalan uyduruyorlar. Apaçik bir günah olarak bu yeter.
أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ أُوتُواْ نَصِيبًا مِّنَ الْكِتَابِ يُؤْمِنُونَ بِالْجِبْتِ وَالطَّاغُوتِ وَيَقُولُونَ لِلَّذِينَ كَفَرُواْ هَؤُلاء أَهْدَى مِنَ الَّذِينَ آمَنُواْ سَبِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 51
"Su kendilerine kitaptan (okuma yazmadan) bir nasib verilmis olanlari görmüyor musun! Onlar puta ve seytana inaniyorlar. Ve Allah'i tanimayanlara, "Bunlar, müminlerden daha dogru yoldadir." diyorlar.
أُوْلَئِكَ الَّذِينَ لَعَنَهُمُ اللَّهُ وَمَن يَلْعَنِ اللَّهُ فَلَن تَجِدَ لَهُ نَصِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 52
Onlar, Allah'in lanet ettigi kimselerdir. Allah kime lanet ederse artik ona asla bir yardimci bulamazsin.
أَمْ لَهُمْ نَصِيبٌ مِّنَ الْمُلْكِ فَإِذًا لاَّ يُؤْتُونَ النَّاسَ نَقِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 53
Yoksa onlarin mülkten bir payi mi vardir. Eger öyle olsaydi, insanlara bir çekirdegin zerresini bile vermezlerdi.
أَمْ يَحْسُدُونَ النَّاسَ عَلَى مَا آتَاهُمُ اللَّهُ مِن فَضْلِهِ فَقَدْ آتَيْنَا آلَ إِبْرَاهِيمَ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَآتَيْنَاهُم مُّلْكًا عَظِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 54
Yoksa onlar, Allah'in lütuf ve kereminden insanlara verdigi nimetleri kiskaniyorlar mi? Süphesiz biz, Ibrahim ailesine de kitap ve hikmeti vermistik. Hem de onlara büyük bir mülk ve saltanat ihsan ettik.
فَمِنْهُم مَّنْ آمَنَ بِهِ وَمِنْهُم مَّن صَدَّ عَنْهُ وَكَفَى بِجَهَنَّمَ سَعِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 55
Iste o yahudilerden bir kismi ona iman etti. Bir kismi da ondan yüz çevirdi. O iman etmeyenlere cehennem alevi yeter.
إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ بِآيَاتِنَا سَوْفَ نُصْلِيهِمْ نَارًا كُلَّمَا نَضِجَتْ جُلُودُهُمْ بَدَّلْنَاهُمْ جُلُودًا غَيْرَهَا لِيَذُوقُواْ الْعَذَابَ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَزِيزًا حَكِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 56
Süphesiz ki âyetlerimizi inkâr eden kâfirleri biz yarin bir atese atacagiz. Derileri pistikçe azabi duysunlar diye, kendilerine baska deriler verecegiz. Çünkü, Allah gerçekten çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
وَالَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ سَنُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا لَّهُمْ فِيهَا أَزْوَاجٌ مُّطَهَّرَةٌ وَنُدْخِلُهُمْ ظِلاًّ ظَلِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 57
Iman edip salih ameller isliyenleri ise, altlarindan irmaklar akan cennetlere koyacagiz. Orada ebedî olarak kalacaklar. Onlara orada tertemiz esler vardir. Onlari, koyu gölgeler altinda bulunduracagiz.
إِنَّ اللَّهَ يَأْمُرُكُمْ أَن تُؤَدُّواْ الأَمَانَاتِ إِلَى أَهْلِهَا وَإِذَا حَكَمْتُم بَيْنَ النَّاسِ أَن تَحْكُمُواْ بِالْعَدْلِ إِنَّ اللَّهَ نِعِمَّا يَعِظُكُم بِهِ إِنَّ اللَّهَ كَانَ سَمِيعًا بَصِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 58
Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasinda hükmettiginiz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah, bununla size ne güzel ögüt veriyor. Süphesiz ki Allah her seyi hakkiyla isiten, hakkiyla görendir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ أَطِيعُواْ اللَّهَ وَأَطِيعُواْ الرَّسُولَ وَأُولِي الأَمْرِ مِنكُمْ فَإِن تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللَّهِ وَالرَّسُولِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ ذَلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 59
Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve sizden olan emir sahibine de itaat edin. Eger herhangi bir seyde anlasmazliga düserseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inaniyorsaniz, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu, daha iyidir ve sonuç bakimindan da daha güzeldir.
أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ يَزْعُمُونَ أَنَّهُمْ آمَنُواْ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ يُرِيدُونَ أَن يَتَحَاكَمُواْ إِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ أُمِرُواْ أَن يَكْفُرُواْ بِهِ وَيُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَن يُضِلَّهُمْ ضَلالاً بَعِيدًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 60
Sunlari görmüyor musun? Kendilerinin sana indirilene ve senden önce indirilene inandiklarini ileri sürüyorlar da taguta inanmamalari kendilerine emrolundugu halde, tagut önünde muhakemelesmek istiyorlar. Seytan da onlari bir daha dönemeyecekleri kadar iyice sapikliga düsürmek istiyor.
وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْا إِلَى مَا أَنزَلَ اللَّهُ وَإِلَى الرَّسُولِ رَأَيْتَ الْمُنَافِقِينَ يَصُدُّونَ عَنكَ صُدُودًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 61
Onlara: "Allah'in indirdigine ve Peygambere gelin!" denince, münafiklarin senden büsbütün uzaklastiklarini görürsün.
فَكَيْفَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ ثُمَّ جَاؤُوكَ يَحْلِفُونَ بِاللَّهِ إِنْ أَرَدْنَا إِلاَّ إِحْسَانًا وَتَوْفِيقًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 62
Ya nasil, elleriyle yaptiklari yüzünden baslarina bir felaket gelince, hemen sana geldiler de: "Biz sadece iyilik etmek ve arayi bulmak istedik." diye Allah'a yemin ediyorlar.
أُوْلَئِكَ الَّذِينَ يَعْلَمُ اللَّهُ مَا فِي قُلُوبِهِمْ فَأَعْرِضْ عَنْهُمْ وَعِظْهُمْ وَقُل لَّهُمْ فِي أَنفُسِهِمْ قَوْلاً بَلِيغًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 63
Onlar, Allah'in kalblerindekini bildigi kimselerdir; Onlara aldirma, onlara ögüt ver ve onlarin içlerine tesir edecek güzel söz söyle!
وَمَا أَرْسَلْنَا مِن رَّسُولٍ إِلاَّ لِيُطَاعَ بِإِذْنِ اللَّهِ وَلَوْ أَنَّهُمْ إِذ ظَّلَمُواْ أَنفُسَهُمْ جَاؤُوكَ فَاسْتَغْفَرُواْ اللَّهَ وَاسْتَغْفَرَ لَهُمُ الرَّسُولُ لَوَجَدُواْ اللَّهَ تَوَّابًا رَّحِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 64
Biz hangi peygamberi gönderdikse, sirf Allah'in izni ile itaat edilmek üzere gönderdik. Eger onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah'tan günahlarinin bagislanmasini dileselerdi ve Resul de onlarin bagislanmasini dileseydi, elbette Allah'i affedici, merhametli bulurlardi.
فَلاَ وَرَبِّكَ لاَ يُؤْمِنُونَ حَتَّىَ يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لاَ يَجِدُواْ فِي أَنفُسِهِمْ حَرَجًا مِّمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُواْ تَسْلِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 65
Hayir! Rabbine andolsun ki is bildikleri gibi degil, onlar aralarinda çikan çekismeli islerde seni hakem yapip sonra da senin verdigin hükme karsi içlerinde hiçbir sikinti duymaksizin, tam bir teslimiyetle boyun egmedikçe iman etmis olamazlar.
وَلَوْ أَنَّا كَتَبْنَا عَلَيْهِمْ أَنِ اقْتُلُواْ أَنفُسَكُمْ أَوِ اخْرُجُواْ مِن دِيَارِكُم مَّا فَعَلُوهُ إِلاَّ قَلِيلٌ مِّنْهُمْ وَلَوْ أَنَّهُمْ فَعَلُواْ مَا يُوعَظُونَ بِهِ لَكَانَ خَيْرًا لَّهُمْ وَأَشَدَّ تَثْبِيتًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 66
Eger biz onlara: "Kendinizi öldürün, veya yurtlarinizdan çikin." diye yazmis olsaydik, içlerinden pek azi hariç, bunu yapamazlardi. Fakat kendilerine verilen ögütleri tutsalardi, elbette haklarinda hem daha hayirli, hem de daha saglam olurdu.
وَإِذًا لَّآتَيْنَاهُم مِّن لَّدُنَّا أَجْرًا عَظِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 67
Ve o zaman elbette kendilerine katimizdan büyük mükafat verirdik.
وَلَهَدَيْنَاهُمْ صِرَاطًا مُّسْتَقِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 68
Ve onlari elbette dogru yola iletirdik.
وَمَن يُطِعِ اللَّهَ وَالرَّسُولَ فَأُولَئِكَ مَعَ الَّذِينَ أَنْعَمَ اللَّهُ عَلَيْهِم مِّنَ النَّبِيِّينَ وَالصِّدِّيقِينَ وَالشُّهَدَاء وَالصَّالِحِينَ وَحَسُنَ أُوْلَئِكَ رَفِيقًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 69
Kim Allah'a ve Peygambere itaat ederse iste onlar, Allah'in kendilerine nimet verdigi peygamberlerle, siddiklarla, sehidlerle, iyilerle birliktedir. Bunlar ne güzel arkadastir!
ذَلِكَ الْفَضْلُ مِنَ اللَّهِ وَكَفَى بِاللَّهِ عَلِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 70
Bu lütuf Allah'tandir. Bilen olarak Allah yeter.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ خُذُواْ حِذْرَكُمْ فَانفِرُواْ ثُبَاتٍ أَوِ انفِرُواْ جَمِيعًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 71
Ey iman edenler! Düsmana karsi her türlü savunma tedbirinizi aliniz. Onlara karsi ya küçük birlikler halinde hareket ediniz veya topyekün seferber olunuz.
وَإِنَّ مِنكُمْ لَمَن لَّيُبَطِّئَنَّ فَإِنْ أَصَابَتْكُم مُّصِيبَةٌ قَالَ قَدْ أَنْعَمَ اللَّهُ عَلَيَّ إِذْ لَمْ أَكُن مَّعَهُمْ شَهِيدًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 72
Süphesiz içinizden bir kismi vardir ki, pek agir davranir. Eger basiniza bir musibet gelirse: "Allah bana lutfetti de onlarla beraber bulunmadim." der.
وَلَئِنْ أَصَابَكُمْ فَضْلٌ مِّنَ اللَّه لَيَقُولَنَّ كَأَن لَّمْ تَكُن بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُ مَوَدَّةٌ يَا لَيْتَنِي كُنتُ مَعَهُمْ فَأَفُوزَ فَوْزًا عَظِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 73
Ve eger Allah'tan size bir lütuf ve zafer erisecek olsa, sizinle kendisi arasinda hiç sevgi yokmus gibi, bu sefer de hiç süphesiz söyle diyecek: "Ah ne olurdu, onlarla beraber olaydim da büyük murada ereydim."
فَلْيُقَاتِلْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ الَّذِينَ يَشْرُونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا بِالآخِرَةِ وَمَن يُقَاتِلْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَيُقْتَلْ أَو يَغْلِبْ فَسَوْفَ نُؤْتِيهِ أَجْرًا عَظِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 74
O halde geçici dünya hayatini, ebedî ahiret hayati karsiliginda satacak olanlar, Allah yolunda savassinlar. Her kim Allah yolunda savasir da öldürülür veya galip gelirse, her iki durumda da biz ona yarin pek büyük bir mükafat verecegiz.
وَمَا لَكُمْ لاَ تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاء وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ وَلِيًّا وَاجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ نَصِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 75
Hem size ne oluyor ki, Allah yolunda: "Ey Rabbimiz! bizleri bu halki zâlim olan memleketten çikar, tarafindan bizi iyi idare edecek bir sahip ve bize katindan bir kurtarici gönder" diye yalvarip duran zayif ve zavalli erkekler, kadinlar ve çocuklarin kurtarilmasi ugrunda savasa çikmiyorsunuz?
الَّذِينَ آمَنُواْ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالَّذِينَ كَفَرُواْ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ الطَّاغُوتِ فَقَاتِلُواْ أَوْلِيَاء الشَّيْطَانِ إِنَّ كَيْدَ الشَّيْطَانِ كَانَ ضَعِيفًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 76
Iman edenler, Allah yolunda savasirlar. Inkâr edenler de tagut yolunda savasirlar. O halde siz seytanin taraftarlarina karsi savasin. Çünkü seytanin hilesi zayiftir.
أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ قِيلَ لَهُمْ كُفُّواْ أَيْدِيَكُمْ وَأَقِيمُواْ الصَّلاةَ وَآتُواْ الزَّكَاةَ فَلَمَّا كُتِبَ عَلَيْهِمُ الْقِتَالُ إِذَا فَرِيقٌ مِّنْهُمْ يَخْشَوْنَ النَّاسَ كَخَشْيَةِ اللَّهِ أَوْ أَشَدَّ خَشْيَةً وَقَالُواْ رَبَّنَا لِمَ كَتَبْتَ عَلَيْنَا الْقِتَالَ لَوْلا أَخَّرْتَنَا إِلَى أَجَلٍ قَرِيبٍ قُلْ مَتَاعُ الدُّنْيَا قَلِيلٌ وَالآخِرَةُ خَيْرٌ لِّمَنِ اتَّقَى وَلاَ تُظْلَمُونَ فَتِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 77
Kendilerine, "Ellerinizi savastan çekin, namazi kilin, zekati verin" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savas yazilinca hemen içlerinden bir kismi insanlardan, Allah'tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve "Rabbimiz! Niçin bize savas yazdin? Ne olurdu bize azicik bir müddet daha tanimis olsaydin da biraz daha yasasaydik?" derler. Onlara de ki: "Dünya zevki ne de olsa azdir, ahiret, Allah'a karsi gelmekten sakinan için daha hayirlidir ve size kil kadar haksizlik edilmez."
أَيْنَمَا تَكُونُواْ يُدْرِككُّمُ الْمَوْتُ وَلَوْ كُنتُمْ فِي بُرُوجٍ مُّشَيَّدَةٍ وَإِن تُصِبْهُمْ حَسَنَةٌ يَقُولُواْ هَذِهِ مِنْ عِندِ اللَّهِ وَإِن تُصِبْهُمْ سَيِّئَةٌ يَقُولُواْ هَذِهِ مِنْ عِندِكَ قُلْ كُلًّ مِّنْ عِندِ اللَّهِ فَمَا لِهَؤُلاء الْقَوْمِ لاَ يَكَادُونَ يَفْقَهُونَ حَدِيثًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 78
Her nerede olursaniz olun ölüm size yetisir, son derece saglam kaleler içinde de bulunsaniz yine kurtulamazsiniz. Onlara bir iyilik erisirse "Bu, Allahtandir" derler, bir kötülüge ugrarlarsa, "Bu, senin yüzündendir." derler. Ey Muhammed! De ki: "Hepsi Allah'tandir." Bu topluma ne oluyor ki, hiç söz anlamaya yanasmiyorlar?
مَّا أَصَابَكَ مِنْ حَسَنَةٍ فَمِنَ اللَّهِ وَمَا أَصَابَكَ مِن سَيِّئَةٍ فَمِن نَّفْسِكَ وَأَرْسَلْنَاكَ لِلنَّاسِ رَسُولاً وَكَفَى بِاللَّهِ شَهِيدًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 79
(Ey insanoglu!) sana gelen her iyilik Allah'tandir, sana ne kötülük dokunursa kendindendir. Ey Muhammed! Biz seni bütün insanlara bir elçi olarak gönderdik. Buna sahit olarak da Allah yeter.
مَّنْ يُطِعِ الرَّسُولَ فَقَدْ أَطَاعَ اللَّهَ وَمَن تَوَلَّى فَمَا أَرْسَلْنَاكَ عَلَيْهِمْ حَفِيظًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 80
Kim peygambere itaat ederse Allah'a itaat etmis olur. Kim de yüz çevirirse, biz seni onlara bekçi olarak göndermedik.
وَيَقُولُونَ طَاعَةٌ فَإِذَا بَرَزُواْ مِنْ عِندِكَ بَيَّتَ طَائِفَةٌ مِّنْهُمْ غَيْرَ الَّذِي تَقُولُ وَاللَّهُ يَكْتُبُ مَا يُبَيِّتُونَ فَأَعْرِضْ عَنْهُمْ وَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ وَكَفَى بِاللَّهِ وَكِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 81
Sana "Peki" derler, fakat senin yanindan çiktiklarinda, içlerinden birtakimi, geceleyin (gündüz) söylemis olduklarinin tersini kurarlar. Allah onlarin geceleyin tasarladiklarini yaziyor. Sen onlara aldirma. Allah'a güven. Vekil olarak Allah yeter.
أَفَلاَ يَتَدَبَّرُونَ الْقُرْآنَ وَلَوْ كَانَ مِنْ عِندِ غَيْرِ اللَّهِ لَوَجَدُواْ فِيهِ اخْتِلافًا كَثِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 82
Onlar hâlâ Kur'ân'i geregi gibi düsünüp anlamaya çalismazlar mi? Eger o Allah'tan baskasi tarafindan indirilmis olsaydi mutlaka onda birçok çeliskiler bulurlardi.
وَإِذَا جَاءَهُمْ أَمْرٌ مِّنَ الأَمْنِ أَوِ الْخَوْفِ أَذَاعُواْ بِهِ وَلَوْ رَدُّوهُ إِلَى الرَّسُولِ وَإِلَى أُولِي الأَمْرِ مِنْهُمْ لَعَلِمَهُ الَّذِينَ يَسْتَنبِطُونَهُ مِنْهُمْ وَلَوْلاَ فَضْلُ اللَّهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ لاَتَّبَعْتُمُ الشَّيْطَانَ إِلاَّ قَلِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 83
Kendilerine güven veya korku hususunda bir haber geldiginde onu hemen yayiverirler. Halbuki onu peygambere ve aralarinda yetkili kimselere götürselerdi, onlardan sonuç çikarmaya gücü yetenler, onu anlarlardi. Allah'in üzerinizdeki lütfu ve rahmeti olmasaydi, pek aziniz hariç, seytana uyardiniz.
فَقَاتِلْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ لاَ تُكَلَّفُ إِلاَّ نَفْسَكَ وَحَرِّضِ الْمُؤْمِنِينَ عَسَى اللَّهُ أَن يَكُفَّ بَأْسَ الَّذِينَ كَفَرُواْ وَاللَّهُ أَشَدُّ بَأْسًا وَأَشَدُّ تَنكِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 84
(Ey Muhammed) Allah yolunda savas! Sen ancak kendi yaptigindan sorumlusun. Müminleri de savasa tesvik et. Umulur ki, Allah kâfirlerin gücünü kirar. Hiç süphesiz ki Allah kuvvet ve kudretçe çok daha güçlü, ve cezasi daha çetindir.
مَّن يَشْفَعْ شَفَاعَةً حَسَنَةً يَكُن لَّهُ نَصِيبٌ مِّنْهَا وَمَن يَشْفَعْ شَفَاعَةً سَيِّئَةً يَكُن لَّهُ كِفْلٌ مِّنْهَا وَكَانَ اللَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ مُّقِيتًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 85
Kim güzel bir iste aracilik ederse, ona o isin sevabindan bir pay vardir. Kim de kötü bir seyde aracilik yaparsa, ona da o kötülükten bir pay vardir. Allah her seyi gözetip karsiligini verir.
وَإِذَا حُيِّيتُم بِتَحِيَّةٍ فَحَيُّواْ بِأَحْسَنَ مِنْهَا أَوْ رُدُّوهَا إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ حَسِيبًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 86
Siz bir selam ile selamlandiginiz zaman, siz de ondan daha güzeliyle karsilik verin veya verilen selami aynen iade edin. Süphesiz Allah, her seyin hesabini geregi gibi yapandir.
اللَّهُ لا إِلَهَ إِلاَّ هُوَ لَيَجْمَعَنَّكُمْ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ لاَ رَيْبَ فِيهِ وَمَنْ أَصْدَقُ مِنَ اللَّهِ حَدِيثًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 87
Kendinden baska ilâh olmayan Allah, sizi kiyamet gününde mutlaka biraraya toplayacaktir. Bunda asla süphe yoktur. Allah'tan daha dogru sözlü kim olabilir?
فَمَا لَكُمْ فِي الْمُنَافِقِينَ فِئَتَيْنِ وَاللَّهُ أَرْكَسَهُم بِمَا كَسَبُواْ أَتُرِيدُونَ أَن تَهْدُواْ مَنْ أَضَلَّ اللَّهُ وَمَن يُضْلِلِ اللَّهُ فَلَن تَجِدَ لَهُ سَبِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 88
O halde, siz niçin münafiklar hakkinda iki gruba ayriliyorsunuz? Allah onlari kazandiklari günah yüzünden terslerine döndürdügü halde Allah'in saptirdigini yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah kimi saptirirsa, sen onun için bir çikis yolu bulamazsin.
وَدُّواْ لَوْ تَكْفُرُونَ كَمَا كَفَرُواْ فَتَكُونُونَ سَوَاء فَلاَ تَتَّخِذُواْ مِنْهُمْ أَوْلِيَاء حَتَّىَ يُهَاجِرُواْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَإِن تَوَلَّوْا فَخُذُوهُمْ وَاقْتُلُوهُمْ حَيْثُ وَجَدتُّمُوهُمْ وَلاَ تَتَّخِذُواْ مِنْهُمْ وَلِيًّا وَلاَ نَصِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 89
Onlar, küfür isledikleri gibi, sizin de küfür isleyip kendileriyle bir olmanizi arzu ettiler. Onun için, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eger bundan yüz çevirirlerse onlari yakalayin ve buldugunuz yerde öldürün; Onlardan ne bir dost, ne de bir yardimci edinmeyin.
إِلاَّ الَّذِينَ يَصِلُونَ إِلَىَ قَوْمٍ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُم مِّيثَاقٌ أَوْ جَاؤُوكُمْ حَصِرَتْ صُدُورُهُمْ أَن يُقَاتِلُوكُمْ أَوْ يُقَاتِلُواْ قَوْمَهُمْ وَلَوْ شَاء اللَّهُ لَسَلَّطَهُمْ عَلَيْكُمْ فَلَقَاتَلُوكُمْ فَإِنِ اعْتَزَلُوكُمْ فَلَمْ يُقَاتِلُوكُمْ وَأَلْقَوْا إِلَيْكُمُ السَّلَمَ فَمَا جَعَلَ اللَّهُ لَكُمْ عَلَيْهِمْ سَبِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 90
Ancak o kimselere dokunmayin ki, sizinle aralarinda anlasma olan bir kavme siginmis bulunurlar. Yahut ne sizinle, ne de kendi kavimleriyle savasmayi gönüllerine sigdiramayip tarafsiz olarak size gelmislerdir. Eger Allah dileseydi, onlari size musallat kilardi, onlar da sizinle savasirlardi. Eger onlar sizden uzak dururlar, sizinle savasmayip size baris teklif ederlerse, Allah, sizin için onlar aleyhine bir yol vermemistir.
سَتَجِدُونَ آخَرِينَ يُرِيدُونَ أَن يَأْمَنُوكُمْ وَيَأْمَنُواْ قَوْمَهُمْ كُلَّ مَا رُدُّواْ إِلَى الْفِتْنَةِ أُرْكِسُواْ فِيهَا فَإِن لَّمْ يَعْتَزِلُوكُمْ وَيُلْقُواْ إِلَيْكُمُ السَّلَمَ وَيَكُفُّواْ أَيْدِيَهُمْ فَخُذُوهُمْ وَاقْتُلُوهُمْ حَيْثُ ثَقِفْتُمُوهُمْ وَأُوْلَئِكُمْ جَعَلْنَا لَكُمْ عَلَيْهِمْ سُلْطَانًا مُّبِينًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 91
Diger birtakim kimseleri de bulacaksiniz ki; hem sizden emin olmak, hem de kavimlerinden emin olmak isterler. Fitne için her davet olunuslarinda onun içine basasagi dalarlar. Eger bunlar sizden çekinmezlerse, kendilerini buldugunuz yerde yakalayin ve öldürün. Iste bunlar aleyhinde size açik bir ferman verdik.
وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ أَن يَقْتُلَ مُؤْمِنًا إِلاَّ خَطَئًا وَمَن قَتَلَ مُؤْمِنًا خَطَئًا فَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مُّؤْمِنَةٍ وَدِيَةٌ مُّسَلَّمَةٌ إِلَى أَهْلِهِ إِلاَّ أَن يَصَّدَّقُواْ فَإِن كَانَ مِن قَوْمٍ عَدُوٍّ لَّكُمْ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مُّؤْمِنَةٍ وَإِن كَانَ مِن قَوْمٍ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُمْ مِّيثَاقٌ فَدِيَةٌ مُّسَلَّمَةٌ إِلَى أَهْلِهِ وَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مُّؤْمِنَةً فَمَن لَّمْ يَجِدْ فَصِيَامُ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ تَوْبَةً مِّنَ اللَّهِ وَكَانَ اللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 92
Hata disinda bir mümin, diger bir mümini öldüremez. Ve kim bir mümini yanlislikla öldürürse, mümin bir köle azad etmesi ve ölenin ailesine (varislerine) teslim edilecek bir diyet vermesi gerekir. Ancak ölünün ailesinin bagislamasi müstesnadir. Eger öldürülen, mümin olmakla beraber size düsman bir kavimden ise, o zaman, öldürenin bir köle azad etmesi gerekir. Eger öldürülen sizinle aralarinda antlasma olan bir kavimden ise, öldürenin, ölenin ailesine diyet vermesi ve mümin bir köle azad etmesi gerekir. Bunlara gücü yetmeyenin de Allah tarafindan tevbesinin kabulü için arka arkaya iki ay oruç tutmasi gerekir. Allah, Alimdir (her seyi bilendir), Hakimdir (hüküm ve hikmet sahibidir).
وَمَن يَقْتُلْ مُؤْمِنًا مُّتَعَمِّدًا فَجَزَاؤُهُ جَهَنَّمُ خَالِدًا فِيهَا وَغَضِبَ اللَّهُ عَلَيْهِ وَلَعَنَهُ وَأَعَدَّ لَهُ عَذَابًا عَظِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 93
Kim bir mümini kasten öldürürse, cezasi, içinde ebedî olarak kalacagi cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmis ve onun için büyük bir azab hazirlamistir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِذَا ضَرَبْتُمْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَتَبَيَّنُواْ وَلاَ تَقُولُواْ لِمَنْ أَلْقَى إِلَيْكُمُ السَّلامَ لَسْتَ مُؤْمِنًا تَبْتَغُونَ عَرَضَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا فَعِندَ اللَّهِ مَغَانِمُ كَثِيرَةٌ كَذَلِكَ كُنتُم مِّن قَبْلُ فَمَنَّ اللَّهُ عَلَيْكُمْ فَتَبَيَّنُواْ إِنَّ اللَّهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 94
Ey Iman edenler! Allah yolunda cihada çiktiginiz zaman, mümini kâfirden ayirmak için iyice arastirin. Size selam veren kimseye, dünya hayatinin menfaatini gözeterek, "Sen mümin degilsin" demeyin. Allah katinda çok ganimetler var. Islâm'a ilk önce girdiginiz zaman siz de öyle idiniz. Sonra Allah size lutufta bulundu. Onun için iyice arastirin. Süphesiz ki Allah, yaptiklarinizdan haberdardir.
لاَّ يَسْتَوِي الْقَاعِدُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ غَيْرُ أُولِي الضَّرَرِ وَالْمُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ فَضَّلَ اللَّهُ الْمُجَاهِدِينَ بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ عَلَى الْقَاعِدِينَ دَرَجَةً وَكُلاًّ وَعَدَ اللَّهُ الْحُسْنَى وَفَضَّلَ اللَّهُ الْمُجَاهِدِينَ عَلَى الْقَاعِدِينَ أَجْرًا عَظِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 95
Müminlerden özür sahibi olmaksizin oturanlarla Allah yolunda mallariyla, canlariyla cihad edenler esit olamazlar. Allah, mallariyla, canlariyla cihad edenleri, derece itibariyle, oturanlardan üstün kildi. Allah onlarin hepsine de cenneti vaad etmistir. Bununla beraber Allah mücahitlere, oturanlarin üzerinde büyük bir ecir vermistir.
دَرَجَاتٍ مِّنْهُ وَمَغْفِرَةً وَرَحْمَةً وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَّحِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 96
Kendi katindan derece derece rütbeler, bir magfiret ve rahmet vermistir. Öyle ya, O çok bagislayici, çok merhamet edicidir.
إِنَّ الَّذِينَ تَوَفَّاهُمُ الْمَلائِكَةُ ظَالِمِي أَنفُسِهِمْ قَالُواْ فِيمَ كُنتُمْ قَالُواْ كُنَّا مُسْتَضْعَفِينَ فِي الأَرْضِ قَالُواْ أَلَمْ تَكُنْ أَرْضُ اللَّهِ وَاسِعَةً فَتُهَاجِرُواْ فِيهَا فَأُولَئِكَ مَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ وَسَاءَتْ مَصِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 97
Melekler, kendilerine zulmeden kisilerin canlarini aldiklarinda, onlara, "Ne iste idiniz?" derler. Onlar da: "Biz yer yüzünde zayif kimselerdik." derler. Melekler: "Allah'in yeryüzü genis degil miydi, siz de orada hicret etseydiniz ya?" derler. Iste bunlarin varacaklari yer cehennemdir. O ne kötü gidis yeridir.
إِلاَّ الْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاء وَالْوِلْدَانِ لاَ يَسْتَطِيعُونَ حِيلَةً وَلاَ يَهْتَدُونَ سَبِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 98
Ancak gerçekten aciz ve zayif olan, çaresiz kalan ve hicret etmeye yol bulamayan erkekler, kadinlar ve çocuklar hariç...
فَأُولَئِكَ عَسَى اللَّهُ أَن يَعْفُوَ عَنْهُمْ وَكَانَ اللَّهُ عَفُوًّا غَفُورًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 99
Umulur ki, Allah bu kimseleri affeder. Allah çok affedici, çok bagislayicidir.
وَمَن يُهَاجِرْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ يَجِدْ فِي الأَرْضِ مُرَاغَمًا كَثِيرًا وَسَعَةً وَمَن يَخْرُجْ مِن بَيْتِهِ مُهَاجِرًا إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ ثُمَّ يُدْرِكْهُ الْمَوْتُ فَقَدْ وَقَعَ أَجْرُهُ عَلَى اللَّهِ وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَّحِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 100
Her kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek çok yer de bulur, genislik de bulur. Her kim Allah'a ve Peygamberine hicret etmek maksadiyla evinden çikar da sonra kendisine ölüm yetisirse, kuskusuz onun mükafati Allah'a düser. Allah çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir.
وَإِذَا ضَرَبْتُمْ فِي الأَرْضِ فَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَن تَقْصُرُواْ مِنَ الصَّلاةِ إِنْ خِفْتُمْ أَن يَفْتِنَكُمُ الَّذِينَ كَفَرُواْ إِنَّ الْكَافِرِينَ كَانُواْ لَكُمْ عَدُوًّا مُّبِينًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 101
Yeryüzünde sefere çiktiginizda kâfirlerin size bir kötülük yapacagindan korkarsaniz namazi kisaltmanizda size bir vebal yoktur. Kuskusuz kâfirler sizin apaçik düsmaninizdir.
وَإِذَا كُنتَ فِيهِمْ فَأَقَمْتَ لَهُمُ الصَّلاةَ فَلْتَقُمْ طَائِفَةٌ مِّنْهُم مَّعَكَ وَلْيَأْخُذُواْ أَسْلِحَتَهُمْ فَإِذَا سَجَدُواْ فَلْيَكُونُواْ مِن وَرَائِكُمْ وَلْتَأْتِ طَائِفَةٌ أُخْرَى لَمْ يُصَلُّواْ فَلْيُصَلُّواْ مَعَكَ وَلْيَأْخُذُواْ حِذْرَهُمْ وَأَسْلِحَتَهُمْ وَدَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ لَوْ تَغْفُلُونَ عَنْ أَسْلِحَتِكُمْ وَأَمْتِعَتِكُمْ فَيَمِيلُونَ عَلَيْكُم مَّيْلَةً وَاحِدَةً وَلاَ جُنَاحَ عَلَيْكُمْ إِن كَانَ بِكُمْ أَذًى مِّن مَّطَرٍ أَوْ كُنتُم مَّرْضَى أَن تَضَعُواْ أَسْلِحَتَكُمْ وَخُذُواْ حِذْرَكُمْ إِنَّ اللَّهَ أَعَدَّ لِلْكَافِرِينَ عَذَابًا مُّهِينًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 102
Sen onlarin aralarinda bulunup da onlara namaz kildirdiginda içlerinden bir kismi seninle beraber namaza dursun. Silahlarini da yanlarina alsinlar. Bunlar secdeye vardiklarinda diger bir kismi arkanizda beklesin. Sonra o namaz kilmamis olan diger kisim gelsin seninle beraber kilsinlar ve ihtiyatli bulunsunlar, silahlarini yanlarina alsinlar. Kâfirler arzu ederler ki, silahlarinizdan ve esyanizdan bir gafil olsaniz da size ani bir baskin yapsalar. Eger size yagmur gibi bir eziyet erisir veya hasta olursaniz silahlarinizi birakmanizda bir vebal yoktur. Bununla beraber ihtiyati elden birakmayin. Kuskusuz Allah kâfirlere alçaltici bir azap hazirlamistir.
فَإِذَا قَضَيْتُمُ الصَّلاةَ فَاذْكُرُواْ اللَّهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلَى جُنُوبِكُمْ فَإِذَا اطْمَأْنَنتُمْ فَأَقِيمُواْ الصَّلاةَ إِنَّ الصَّلاةَ كَانَتْ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ كِتَابًا مَّوْقُوتًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 103
O korkulu zamanda namazi kildiniz mi gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yanlariniz üzerinde hep Allah'i zikredin. Korkudan kurtuldugunuzda namazi tam erkani ile kilin. Çünkü namaz müminlere belirli vakitlerde yazili bir farzdir.
وَلاَ تَهِنُواْ فِي ابْتِغَاء الْقَوْمِ إِن تَكُونُواْ تَأْلَمُونَ فَإِنَّهُمْ يَأْلَمُونَ كَمَا تَأْلَمُونَ وَتَرْجُونَ مِنَ اللَّهِ مَا لاَ يَرْجُونَ وَكَانَ اللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 104
Düsman toplulugunu takip etmede gevseklik göstermeyin. Eger siz aci duyuyorsaniz, kuskusuz onlar da sizin aci duydugunuz gibi aci çekiyorlar. Oysa siz Allah'tan onlarin ümit edemeyecekleri seyleri umuyorsunuz. Kuskusuz Allah her seyi bilendir, hikmet sahibidir.
إِنَّا أَنزَلْنَا إِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ لِتَحْكُمَ بَيْنَ النَّاسِ بِمَا أَرَاكَ اللَّهُ وَلاَ تَكُن لِّلْخَائِنِينَ خَصِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 105
Biz sana Kitab (Kur'ân)i hak olarak indirdik ki, insanlar arasinda Allah'in sana gösterdigi sekilde hüküm veresin. Sakin hainlerin savunucusu olma!
وَاسْتَغْفِرِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ كَانَ غَفُورًا رَّحِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 106
Allah'tan bagislanmani dile. Süphesiz, Allah bagislayicidir, esirgeyicidir.
وَلاَ تُجَادِلْ عَنِ الَّذِينَ يَخْتَانُونَ أَنفُسَهُمْ إِنَّ اللَّهَ لاَ يُحِبُّ مَن كَانَ خَوَّانًا أَثِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 107
Kendilerine hainlik edenleri savunma. Muhakkak Allah hain günahkârlari sevmez.
يَسْتَخْفُونَ مِنَ النَّاسِ وَلاَ يَسْتَخْفُونَ مِنَ اللَّهِ وَهُوَ مَعَهُمْ إِذْ يُبَيِّتُونَ مَا لاَ يَرْضَى مِنَ الْقَوْلِ وَكَانَ اللَّهُ بِمَا يَعْمَلُونَ مُحِيطًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 108
Bunlar, insanlardan (hainliklerini) gizlerler de, Allah'tan gizlemezler. Oysa O, geceleyin istemedigi seyi kurarlarken onlarin yani baslarindadir. Allah, onlarin yaptiklarini (ilmiyle) kusatmistir.
هَاأَنتُمْ هَؤُلاء جَادَلْتُمْ عَنْهُمْ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا فَمَن يُجَادِلُ اللَّهَ عَنْهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَم مَّن يَكُونُ عَلَيْهِمْ وَكِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 109
Haydi siz dünya hayatinda onlari savunuverdiniz (diyelim). Peki kiyamet gününde Allah'in huzurunda onlari kim savunacaktir? Yahut onlara kim vekil olacaktir?
وَمَن يَعْمَلْ سُوءًا أَوْ يَظْلِمْ نَفْسَهُ ثُمَّ يَسْتَغْفِرِ اللَّهَ يَجِدِ اللَّهَ غَفُورًا رَّحِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 110
Kim bir kötülük isler, yahut nefsine zulmeder, sonra da Allah'tan bagislanmasini dilerse, Allah'i bagislayici ve esirgeyici bulur.
وَمَن يَكْسِبْ إِثْمًا فَإِنَّمَا يَكْسِبُهُ عَلَى نَفْسِهِ وَكَانَ اللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 111
Kim bir kötülük islerse, kendi nefsine kötülük etmis olur. Allah her seyi hakkiyle bilendir, hikmet sahibidir.
وَمَن يَكْسِبْ خَطِيئَةً أَوْ إِثْمًا ثُمَّ يَرْمِ بِهِ بَرِيئًا فَقَدِ احْتَمَلَ بُهْتَانًا وَإِثْمًا مُّبِينًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 112
Kim bir hata veya bir günah isler de sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa, muhakkak iftira etmis ve apaçik bir günah yüklenmis olur.
وَلَوْلاَ فَضْلُ اللَّهِ عَلَيْكَ وَرَحْمَتُهُ لَهَمَّت طَّائِفَةٌ مِّنْهُمْ أَن يُضِلُّوكَ وَمَا يُضِلُّونَ إِلاُّ أَنفُسَهُمْ وَمَا يَضُرُّونَكَ مِن شَيْءٍ وَأَنزَلَ اللَّهُ عَلَيْكَ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَعَلَّمَكَ مَا لَمْ تَكُنْ تَعْلَمُ وَكَانَ فَضْلُ اللَّهِ عَلَيْكَ عَظِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 113
Eger Allah'in sana lütuf ve merhameti olmasaydi, onlardan bir güruh seni sapitmaya çalisirdi. Halbuki onlar, ancak kendi nefislerini saptirirlar, sana hiçbir zarar veremezler. Allah, sana Kitab (Kur'an)i ve hikmeti indirmis ve sana bilmedigin seyleri ögretmistir. Allah'in sana olan lütfu büyüktür.
لاَّ خَيْرَ فِي كَثِيرٍ مِّن نَّجْوَاهُمْ إِلاَّ مَنْ أَمَرَ بِصَدَقَةٍ أَوْ مَعْرُوفٍ أَوْ إِصْلاحٍ بَيْنَ النَّاسِ وَمَن يَفْعَلْ ذَلِكَ ابْتِغَاء مَرْضَاتِ اللَّهِ فَسَوْفَ نُؤْتِيهِ أَجْرًا عَظِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 114
Bir sadaka vermeyi yahut iyilik yapmayi veyahut da insanlar arasini düzeltmeyi emreden(ler)inki hariç, onlarin aralarindaki gizli gizli konusmalarinin çogunda hiçbir hayir yoktur. Kim bunlari sirf Allah'in rizasini kazanmak için yaparsa, yakinda ona büyük bir mükafat verecegiz.
وَمَن يُشَاقِقِ الرَّسُولَ مِن بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُ الْهُدَى وَيَتَّبِعْ غَيْرَ سَبِيلِ الْمُؤْمِنِينَ نُوَلِّهِ مَا تَوَلَّى وَنُصْلِهِ جَهَنَّمَ وَسَاءَتْ مَصِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 115
Kim kendisine dogru yol besbelli olduktan sonra Peygamber'e karsi çikar, müminlerin yolundan baskasina uyup giderse onu döndügü yolda birakiriz ve cehenneme sokariz. Orasi ne kötü bir gidis yeridir.
إِنَّ اللَّهَ لاَ يَغْفِرُ أَن يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذَلِكَ لِمَن يَشَاء وَمَن يُشْرِكْ بِاللَّهِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلالاً بَعِيدًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 116
Süphesiz Allah kendisine ortak kosulmasini bagislamaz. Bunun disinda diledigini bagislar. Allah'a ortak kosan, muhakkak ki, derin bir sapikliga düsmüstür.
إِن يَدْعُونَ مِن دُونِهِ إِلاَّ إِنَاثًا وَإِن يَدْعُونَ إِلاَّ شَيْطَانًا مَّرِيدًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 117
Onlar, Allah'i birakirlar da, yalniz disilere taparlar. Böylece ancak inatçi seytana tapmis olurlar.
لَّعَنَهُ اللَّهُ وَقَالَ لَأَتَّخِذَنَّ مِنْ عِبَادِكَ نَصِيبًا مَّفْرُوضًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 118
(118-119) Allah o seytana lanet etti. Ve o da: "Elbette senin kullarindan belirli bir pay alacagim, onlari mutlaka saptiracagim, onlari bos kuruntulara sokacagim, ve onlara emredecegim de hayvanlarin kulaklarini yaracaklar, onlara emredecegim de Allah'in yaratisini degistirecekler" dedi. Kim Allah'i birakip da seytani dost edinirse, süphesiz o, apaçik bir ziyana ugramis olur.
وَلأُضِلَّنَّهُمْ وَلأُمَنِّيَنَّهُمْ وَلآمُرَنَّهُمْ فَلَيُبَتِّكُنَّ آذَانَ الأَنْعَامِ وَلآمُرَنَّهُمْ فَلَيُغَيِّرُنَّ خَلْقَ اللَّهِ وَمَن يَتَّخِذِ الشَّيْطَانَ وَلِيًّا مِّن دُونِ اللَّهِ فَقَدْ خَسِرَ خُسْرَانًا مُّبِينًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 119
(118-119) Allah o seytana lanet etti. Ve o da: "Elbette senin kullarindan belirli bir pay alacagim, onlari mutlaka saptiracagim, onlari bos kuruntulara sokacagim, ve onlara emredecegim de hayvanlarin kulaklarini yaracaklar, onlara emredecegim de Allah'in yaratisini degistirecekler" dedi. Kim Allah'i birakip da seytani dost edinirse, süphesiz o, apaçik bir ziyana ugramis olur.
يَعِدُهُمْ وَيُمَنِّيهِمْ وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ إِلاَّ غُرُورًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 120
Seytan onlara vaad eder ve onlari bos umutlarla oyalar. Oysa seytanin onlara vaadi, aldatmadan baska bir sey degildir.
أُوْلَئِكَ مَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ وَلاَ يَجِدُونَ عَنْهَا مَحِيصًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 121
Bunlarin varacaklari yer cehennemdir. Ondan kurtulmak için çare bulamazlar.
وَالَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ سَنُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا وَعْدَ اللَّهِ حَقًّا وَمَنْ أَصْدَقُ مِنَ اللَّهِ قِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 122
Iman edip iyi isler yapanlari da altlarindan irmaklar akan cennetlere sokacagiz, orada ebedî olarak kalacaklardir. Bu, Allah'in gerçek vaadidir. Allah'dan daha dogru sözlü kim olabilir?
لَّيْسَ بِأَمَانِيِّكُمْ وَلا أَمَانِيِّ أَهْلِ الْكِتَابِ مَن يَعْمَلْ سُوءًا يُجْزَ بِهِ وَلاَ يَجِدْ لَهُ مِن دُونِ اللَّهِ وَلِيًّا وَلاَ نَصِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 123
(Is), ne sizin kuruntunuza, ne de kitap ehlinin kuruntusuna göredir. Kötülük yapan, o yüzden cezalandirilir. O, kendisine Allah'tan baska ne bir dost, ne de bir yardimci bulabilir.
وَمَن يَعْمَلْ مِنَ الصَّالِحَاتَ مِن ذَكَرٍ أَوْ أُنثَى وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَأُولَئِكَ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ وَلاَ يُظْلَمُونَ نَقِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 124
Erkek veya kadin, kim mümin olur da güzel amellerden islerse, iste onlar cennete girerler. Zerre kadar da haksizliga ugratilmazlar.
وَمَنْ أَحْسَنُ دِينًا مِّمَّنْ أَسْلَمَ وَجْهَهُ لِلَّه وَهُوَ مُحْسِنٌ وَاتَّبَعَ مِلَّةَ إِبْرَاهِيمَ حَنِيفًا وَاتَّخَذَ اللَّهُ إِبْرَاهِيمَ خَلِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 125
Iyilik yaparak kendisini Allah'a teslim eden ve Ibrahim'in dinine dosdogru olarak tâbi olan kimseden, din bakimindan daha iyi kim olabilir? Allah, Ibrahim'i dost edinmisti.
وَلِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَكَانَ اللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ مُّحِيطًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 126
Göklerde ve yerde olanlarin hepsi Allah'indir. Allah, her seyi kusaticidir.
وَيَسْتَفْتُونَكَ فِي النِّسَاء قُلِ اللَّهُ يُفْتِيكُمْ فِيهِنَّ وَمَا يُتْلَى عَلَيْكُمْ فِي الْكِتَابِ فِي يَتَامَى النِّسَاء الَّلاتِي لاَ تُؤْتُونَهُنَّ مَا كُتِبَ لَهُنَّ وَتَرْغَبُونَ أَن تَنكِحُوهُنَّ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الْوِلْدَانِ وَأَن تَقُومُواْ لِلْيَتَامَى بِالْقِسْطِ وَمَا تَفْعَلُواْ مِنْ خَيْرٍ فَإِنَّ اللَّهَ كَانَ بِهِ عَلِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 127
Kadinlar hakkinda senden fetva isterler. De ki: Onlar hakkindaki fetvayi size Allah veriyor: Yazilmis haklari olan mirasi kendilerine vermediginiz ve nikahlanmayi istemediginiz öksüz kizlar ve zavalli çocuklara ve bir de yetimlere adaletle davranmaniz hakkinda Kitap'ta size okunan âyetler vardir. Sizin her yaptiginiz iyiligi, muhakkak Allah bilir.
وَإِنِ امْرَأَةٌ خَافَتْ مِن بَعْلِهَا نُشُوزًا أَوْ إِعْرَاضًا فَلاَ جُنَاحَ عَلَيْهِمَا أَن يُصْلِحَا بَيْنَهُمَا صُلْحًا وَالصُّلْحُ خَيْرٌ وَأُحْضِرَتِ الأَنفُسُ الشُّحَّ وَإِن تُحْسِنُواْ وَتَتَّقُواْ فَإِنَّ اللَّهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 128
Eger bir kadin kocasinin geçimsizliginden, yahut kendisinden yüz çevirmesinden endise ederse, aralarinda bir sulh yapmalarinda, onlara bir günah yoktur. Sulh hep hayirlidir. Zaten nefisler kiskançliga hazirdir. Eger iyi geçinir ve geçimsizlikten sakinirsaniz, süphesiz Allah yaptiklarinizdan haberdardir.
وَلَن تَسْتَطِيعُواْ أَن تَعْدِلُواْ بَيْنَ النِّسَاء وَلَوْ حَرَصْتُمْ فَلاَ تَمِيلُواْ كُلَّ الْمَيْلِ فَتَذَرُوهَا كَالْمُعَلَّقَةِ وَإِن تُصْلِحُواْ وَتَتَّقُواْ فَإِنَّ اللَّهَ كَانَ غَفُورًا رَّحِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 129
Kadinlariniz arasinda her yönden adaletli davranmaya ne kadar ugrassaniz buna güç yetiremezsiniz. Bari birisine tamamen kapilip da digerini askiya alinmis gibi birakmayin. Eger arayi düzeltir ve haksizliktan korunursaniz, süphesiz Allah çok bagislayici ve esirgeyicidir.
وَإِن يَتَفَرَّقَا يُغْنِ اللَّهُ كُلاًّ مِّن سَعَتِهِ وَكَانَ اللَّهُ وَاسِعًا حَكِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 130
Eger kari-koca birbirlerinden ayrilacak olurlarsa, Allah, onlarin her birini genis lutfuyla muhtaç birakmaz. Allah'in lutfu genistir, hikmeti büyüktür.
وَلِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَلَقَدْ وَصَّيْنَا الَّذِينَ أُوتُواْ الْكِتَابَ مِن قَبْلِكُمْ وَإِيَّاكُمْ أَنِ اتَّقُواْ اللَّهَ وَإِن تَكْفُرُواْ فَإِنَّ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَكَانَ اللَّهُ غَنِيًّا حَمِيدًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 131
Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'indir. Sizden önce kendilerine kitap verilenlere ve size Allah'tan korkmanizi emrettik. Eger inkâr ederseniz, biliniz ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'indir. Allah hiçbir seye muhtaç degildir, hamd ve senâ O'na yakisir.
وَلِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَكَفَى بِاللَّهِ وَكِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 132
Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'indir. Vekil olarak Allah yeter.
إِن يَشَأْ يُذْهِبْكُمْ أَيُّهَا النَّاسُ وَيَأْتِ بِآخَرِينَ وَكَانَ اللَّهُ عَلَى ذَلِكَ قَدِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 133
Ey insanlar! Eger Allah dilerse sizi giderir de baskalarini getirir. Ve Allah, buna kadirdir.
مَّن كَانَ يُرِيدُ ثَوَابَ الدُّنْيَا فَعِندَ اللَّهِ ثَوَابُ الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ وَكَانَ اللَّهُ سَمِيعًا بَصِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 134
Kim dünya nimetini isterse, bilsin ki dünya ve ahiret nimeti Allah katindadir. Allah her seyi çok iyi isiten ve çok iyi görendir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ كُونُواْ قَوَّامِينَ بِالْقِسْطِ شُهَدَاء لِلَّهِ وَلَوْ عَلَى أَنفُسِكُمْ أَوِ الْوَالِدَيْنِ وَالأَقْرَبِينَ إِن يَكُنْ غَنِيًّا أَوْ فَقِيرًا فَاللَّهُ أَوْلَى بِهِمَا فَلاَ تَتَّبِعُواْ الْهَوَى أَن تَعْدِلُواْ وَإِن تَلْوُواْ أَوْ تُعْرِضُواْ فَإِنَّ اللَّهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 135
Ey iman edenler! Adaleti ayakta tutan ve kendiniz, ana-babaniz ve yakin akrabaniz aleyhine de olsa, yalniz Allah için sahitlik eden kimseler olunuz. Zira zengin de olsa, fakir de olsa, Allah ikisine de (sizden) daha yakindir. Nefsinizin arzusuna uyarak adaletten uzaklasmayin. Eger (sahitlik ederken) dilinizi eger, bükerseniz veya çekinirseniz, süphesiz Allah yaptiklarinizdan haberdardir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ آمِنُواْ بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَالْكِتَابِ الَّذِي نَزَّلَ عَلَى رَسُولِهِ وَالْكِتَابِ الَّذِيَ أَنزَلَ مِن قَبْلُ وَمَن يَكْفُرْ بِاللَّهِ وَمَلائِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلالاً بَعِيدًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 136
Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdigi Kitab'a, ve daha önce indirdigi kitaba iman edin. Kim Allah'i, meleklerini, kitaplarini, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse sapikligin en koyusuna düsmüs olur.
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُواْ ثُمَّ كَفَرُواْ ثُمَّ آمَنُواْ ثُمَّ كَفَرُواْ ثُمَّ ازْدَادُواْ كُفْرًا لَّمْ يَكُنِ اللَّهُ لِيَغْفِرَ لَهُمْ وَلاَ لِيَهْدِيَهُمْ سَبِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 137
Iman edip sonra inkâr eden, sonra iman edip tekrar inkâr eden, sonra da inkârlarinda ileri gidenleri Allah ne bagislayacak, ne de dogru yola eristirecektir.
بَشِّرِ الْمُنَافِقِينَ بِأَنَّ لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 138
Münafiklara da haber ver ki, kendileri için çok aci bir azab vardir.
الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاء مِن دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِندَهُمُ الْعِزَّةَ فَإِنَّ الْعِزَّةَ لِلَّهِ جَمِيعًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 139
Onlar, müminleri birakip kâfirleri dost ediniyorlar. Onlarin yaninda izzet ve seref mi ariyorlar? Halbuki bütün izzet ve seref Allah'a aittir.
وَقَدْ نَزَّلَ عَلَيْكُمْ فِي الْكِتَابِ أَنْ إِذَا سَمِعْتُمْ آيَاتِ اللَّهِ يُكْفَرُ بِهَا وَيُسْتَهْزَأُ بِهَا فَلاَ تَقْعُدُواْ مَعَهُمْ حَتَّى يَخُوضُواْ فِي حَدِيثٍ غَيْرِهِ إِنَّكُمْ إِذًا مِّثْلُهُمْ إِنَّ اللَّهَ جَامِعُ الْمُنَافِقِينَ وَالْكَافِرِينَ فِي جَهَنَّمَ جَمِيعًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 140
Allah size Kitab (Kur'an)da: "Allah'in âyetlerinin inkâr edildigini ve onlarla alay edildigini isittiginiz zaman, baska bir söze geçmedikleri müddetçe, o kâfirlerle oturmayin. Aksi halde siz de onlar gibi olursunuz" diye hüküm indirdi. Muhakkak ki Allah, münafiklarin ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktir.
الَّذِينَ يَتَرَبَّصُونَ بِكُمْ فَإِن كَانَ لَكُمْ فَتْحٌ مِّنَ اللَّهِ قَالُواْ أَلَمْ نَكُن مَّعَكُمْ وَإِن كَانَ لِلْكَافِرِينَ نَصِيبٌ قَالُواْ أَلَمْ نَسْتَحْوِذْ عَلَيْكُمْ وَنَمْنَعْكُم مِّنَ الْمُؤْمِنِينَ فَاللَّهُ يَحْكُمُ بَيْنَكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَلَن يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 141
Onlar sizi gözetleyip dururlar. Eger Allah tarafindan size bir zafer nasip olursa: "Biz sizinle beraber degil miydik?" derler. Sayet kâfirlerin zaferden bir payi olursa: (Bu defa da onlara): "Size üstünlük saglayarak sizi müminlerden korumadik mi?" derler. Allah, kiyamet gününde aranizda hükmünü verecektir. Allah, müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir.
إِنَّ الْمُنَافِقِينَ يُخَادِعُونَ اللَّهَ وَهُوَ خَادِعُهُمْ وَإِذَا قَامُواْ إِلَى الصَّلاةِ قَامُواْ كُسَالَى يُرَاؤُونَ النَّاسَ وَلاَ يَذْكُرُونَ اللَّهَ إِلاَّ قَلِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 142
Münafiklar, Allah'i aldatmaya çalisirlar. Halbuki Allah, onlarin oyunlarini baslarina geçirecektir. Onlar, namaza kalktiklari zaman tembel tembel kalkarlar. Insanlara gösteris yaparlar. Allah'i pek az anarlar.
مُّذَبْذَبِينَ بَيْنَ ذَلِكَ لاَ إِلَى هَؤُلاء وَلاَ إِلَى هَؤُلاء وَمَن يُضْلِلِ اللَّهُ فَلَن تَجِدَ لَهُ سَبِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 143
Münafiklar, küfür ile iman arasinda bocalamaktadirlar. Ne bu müminlere baglanirlar, ne de su kâfirlere. Allah kimi dogru yoldan saptirirsa, sen artik ona kurtulus yolu bulamazsin.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاء مِن دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَتُرِيدُونَ أَن تَجْعَلُواْ لِلَّهِ عَلَيْكُمْ سُلْطَانًا مُّبِينًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 144
Ey iman edenler! Müminleri birakip da kâfirleri dost edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah'a apaçik bir delil mi vermek istiyorsunuz?
إِنَّ الْمُنَافِقِينَ فِي الدَّرْكِ الأَسْفَلِ مِنَ النَّارِ وَلَن تَجِدَ لَهُمْ نَصِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 145
Süphesiz ki münafiklar, cehennem atesinin en asagi tabakasindadirlar. Onlara bir yardim edici de bulamazsin.
إِلاَّ الَّذِينَ تَابُواْ وَأَصْلَحُواْ وَاعْتَصَمُواْ بِاللَّهِ وَأَخْلَصُواْ دِينَهُمْ لِلَّهِ فَأُولَئِكَ مَعَ الْمُؤْمِنِينَ وَسَوْفَ يُؤْتِ اللَّهُ الْمُؤْمِنِينَ أَجْرًا عَظِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 146
Ancak tevbe edenler, durumlarini düzeltenler, Allah'a sarilanlar ve Allah için dinlerine samimi olarak baglananlar müstesna. Iste bunlar müminlerle beraberdirler. Allah, müminlere büyük bir mükafat verecektir.
مَّا يَفْعَلُ اللَّهُ بِعَذَابِكُمْ إِن شَكَرْتُمْ وَآمَنتُمْ وَكَانَ اللَّهُ شَاكِرًا عَلِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 147
Eger sükreder ve iman ederseniz Allah size azabi ne yapar? Allah, sükredenlerin mükafatini veren ve her seyi bilendir.
لاَّ يُحِبُّ اللَّهُ الْجَهْرَ بِالسُّوءِ مِنَ الْقَوْلِ إِلاَّ مَن ظُلِمَ وَكَانَ اللَّهُ سَمِيعًا عَلِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 148
Allah, zulme ugrayanlarin disinda, çirkin sözün açikça söylenmesinden hoslanmaz. Allah her seyi hakkiyla isiten, hakkiyla bilendir.
إِن تُبْدُواْ خَيْرًا أَوْ تُخْفُوهُ أَوْ تَعْفُواْ عَن سُوءٍ فَإِنَّ اللَّهَ كَانَ عَفُوًّا قَدِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 149
Bir hayri açiklar yahut gizlerseniz, yahut da bir kötülügü bagislarsaniz, biliniz ki, Allah da çok bagislayicidir, her seye hakkiyla kadirdir.
إِنَّ الَّذِينَ يَكْفُرُونَ بِاللَّهِ وَرُسُلِهِ وَيُرِيدُونَ أَن يُفَرِّقُواْ بَيْنَ اللَّهِ وَرُسُلِهِ وَيَقُولُونَ نُؤْمِنُ بِبَعْضٍ وَنَكْفُرُ بِبَعْضٍ وَيُرِيدُونَ أَن يَتَّخِذُواْ بَيْنَ ذَلِكَ سَبِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 150
Onlar, Allah'i ve peygamberlerini inkâr ederler, Allah ile peygamberlerinin arasini ayirmak isterler. "Kimine inaniriz, kimini inkâr ederiz" derler. Bu ikisinin (imanla küfrün) arasinda bir yol tutmak isterler.
أُوْلَئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ حَقًّا وَأَعْتَدْنَا لِلْكَافِرِينَ عَذَابًا مُّهِينًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 151
Iste onlar gerçek kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltici bir azab hazirlamisizdir.
وَالَّذِينَ آمَنُواْ بِاللَّهِ وَرُسُلِهِ وَلَمْ يُفَرِّقُواْ بَيْنَ أَحَدٍ مِّنْهُمْ أُوْلَئِكَ سَوْفَ يُؤْتِيهِمْ أُجُورَهُمْ وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَّحِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 152
Allah'a ve peygamberlerine iman edenler ve onlar arasinda ayirim yapmayanlara (Allah) pek yakinda mükafatlarini verecektir. Allah çok bagislayicidir, çok merhametlidir.
يَسْأَلُكَ أَهْلُ الْكِتَابِ أَن تُنَزِّلَ عَلَيْهِمْ كِتَابًا مِّنَ السَّمَاء فَقَدْ سَأَلُواْ مُوسَى أَكْبَرَ مِن ذَلِكَ فَقَالُواْ أَرِنَا اللَّهِ جَهْرَةً فَأَخَذَتْهُمُ الصَّاعِقَةُ بِظُلْمِهِمْ ثُمَّ اتَّخَذُواْ الْعِجْلَ مِن بَعْدِ مَا جَاءَتْهُمُ الْبَيِّنَاتُ فَعَفَوْنَا عَن ذَلِكَ وَآتَيْنَا مُوسَى سُلْطَانًا مُّبِينًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 153
Kitap ehli, senden, kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyorlar. Musa'dan bundan daha büyügünü istemisler ve: "Allah'i bize açikça göster" demislerdi. Haksizliklari sebebiyle onlari yildirim çarpti. Sonra kendilerine açik deliller geldigi halde buzagiyi (tanri) edinmislerdi. Onlari bundan dolayi da affettik. Ve Musa'ya açik bir delil (yetki) verdik.
وَرَفَعْنَا فَوْقَهُمُ الطُّورَ بِمِيثَاقِهِمْ وَقُلْنَا لَهُمُ ادْخُلُواْ الْبَابَ سُجَّدًا وَقُلْنَا لَهُمْ لاَ تَعْدُواْ فِي السَّبْتِ وَأَخَذْنَا مِنْهُم مِّيثَاقًا غَلِيظًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 154
Söz vermeleri için Tur dagini üzerlerine kaldirdik. Onlara: "O kapidan secde ederek girin" dedik. Yine onlara: "Cumartesi yasagini çignemeyin" dedik ve onlardan saglam bir söz aldik.
فَبِمَا نَقْضِهِم مِّيثَاقَهُمْ وَكُفْرِهِم بِآيَاتِ اللَّهِ وَقَتْلِهِمُ الأَنبِيَاء بِغَيْرِ حَقًّ وَقَوْلِهِمْ قُلُوبُنَا غُلْفٌ بَلْ طَبَعَ اللَّهُ عَلَيْهَا بِكُفْرِهِمْ فَلاَ يُؤْمِنُونَ إِلاَّ قَلِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 155
Verdikleri sözden dönmeleri, Allah'in âyetlerini inkâr etmeleri, haksiz yere peygamberlerini öldürmeleri ve "kalblerimiz kiliflidir" demelerinden dolayi (baslarina türlü belalar verdik). Dogrusu Allah, inkârlari sebebiyle onlarin kalplerini mühürlemistir. Pek azi hariç onlar inanmazlar.
وَبِكُفْرِهِمْ وَقَوْلِهِمْ عَلَى مَرْيَمَ بُهْتَانًا عَظِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 156
(Kalblerinin mühürlenmesinin diger bir sebebi de Isa'yi) inkâr etmeleri ve Meryem'e büyük bir iftirada bulunmalaridir.
وَقَوْلِهِمْ إِنَّا قَتَلْنَا الْمَسِيحَ عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ رَسُولَ اللَّهِ وَمَا قَتَلُوهُ وَمَا صَلَبُوهُ وَلَكِن شُبِّهَ لَهُمْ وَإِنَّ الَّذِينَ اخْتَلَفُواْ فِيهِ لَفِي شَكٍّ مِّنْهُ مَا لَهُم بِهِ مِنْ عِلْمٍ إِلاَّ اتِّبَاعَ الظَّنِّ وَمَا قَتَلُوهُ يَقِينًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 157
Bir de "Biz Allah'in peygamberi Meryem oglu Isa Mesih'i öldürdük" demeleridir. Oysa onu ne öldürdüler, ne de astilar. Fakat öldürdükleri kimse, onlara Isa gibi gösterildi. Onun hakkinda anlasmazliga düsenler, ondan yana tam bir kusku içindedirler. O hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesinlikle öldürmediler.
بَل رَّفَعَهُ اللَّهُ إِلَيْهِ وَكَانَ اللَّهُ عَزِيزًا حَكِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 158
Fakat Allah onu kendisine yükseltmistir. Allah, aziz (daima üstün)dir, hikmet sahibidir.
وَإِن مِّنْ أَهْلِ الْكِتَابِ إِلاَّ لَيُؤْمِنَنَّ بِهِ قَبْلَ مَوْتِهِ وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ يَكُونُ عَلَيْهِمْ شَهِيدًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 159
Kitap ehlinden hiçbir kimse yoktur ki, ölmeden önce ona (Isa'ya) iman etmis olmasin. Kiyamet gününde o, onlara sahitlik edecektir.
فَبِظُلْمٍ مِّنَ الَّذِينَ هَادُواْ حَرَّمْنَا عَلَيْهِمْ طَيِّبَاتٍ أُحِلَّتْ لَهُمْ وَبِصَدِّهِمْ عَن سَبِيلِ اللَّهِ كَثِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 160
(160-161) Yahudilerin zulmetmeleri ve birçok kimseleri Allah yolundan alikoymalari, yasaklandiklari halde faiz almalari ve insanlarin mallarini haksiz yere yemeleri sebebiyle daha önce kendilerine helâl kilinan temiz seyleri haram kildik. Onlardan kâfir olanlara can yakici bir azap hazirladik.
وَأَخْذِهِمُ الرِّبَا وَقَدْ نُهُواْ عَنْهُ وَأَكْلِهِمْ أَمْوَالَ النَّاسِ بِالْبَاطِلِ وَأَعْتَدْنَا لِلْكَافِرِينَ مِنْهُمْ عَذَابًا أَلِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 161
(160-161) Yahudilerin zulmetmeleri ve birçok kimseleri Allah yolundan alikoymalari, yasaklandiklari halde faiz almalari ve insanlarin mallarini haksiz yere yemeleri sebebiyle daha önce kendilerine helâl kilinan temiz seyleri haram kildik. Onlardan kâfir olanlara can yakici bir azap hazirladik.
لَّكِنِ الرَّاسِخُونَ فِي الْعِلْمِ مِنْهُمْ وَالْمُؤْمِنُونَ يُؤْمِنُونَ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ وَالْمُقِيمِينَ الصَّلاةَ وَالْمُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَالْمُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ أُوْلَئِكَ سَنُؤْتِيهِمْ أَجْرًا عَظِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 162
Fakat onlardan ilimde derinlesmis olanlar ve iman edenler, sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ederler. Onlar, namazi kilan, zekati veren, Allah'a ve ahiret gününe iman edenlerdir. Iste onlara büyük bir mükafat verecegiz.
إِنَّا أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ كَمَا أَوْحَيْنَا إِلَى نُوحٍ وَالنَّبِيِّينَ مِن بَعْدِهِ وَأَوْحَيْنَا إِلَى إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَ وَالأَسْبَاطِ وَعِيسَى وَأَيُّوبَ وَيُونُسَ وَهَارُونَ وَسُلَيْمَانَ وَآتَيْنَا دَاوُودَ زَبُورًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 163
Muhakkak biz, Nuh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettigimiz gibi, sana da vahyettik. Ibrahim'e, Ismail'e, Ishak'a, Yakub'a, torunlarina, Isa'ya, Eyyûb'a, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a da vahyettik. Davud'a da Zebur'u verdik.
وَرُسُلاً قَدْ قَصَصْنَاهُمْ عَلَيْكَ مِن قَبْلُ وَرُسُلاً لَّمْ نَقْصُصْهُمْ عَلَيْكَ وَكَلَّمَ اللَّهُ مُوسَى تَكْلِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 164
Daha önce sana anlattigimiz peygamberlerle, anlatmadigimiz baska peygamberlere de (vahyettik). Ve Allah Musa ile de konustu.
رُّسُلاً مُّبَشِّرِينَ وَمُنذِرِينَ لِئَلاَّ يَكُونَ لِلنَّاسِ عَلَى اللَّهِ حُجَّةٌ بَعْدَ الرُّسُلِ وَكَانَ اللَّهُ عَزِيزًا حَكِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 165
Peygamberleri müjdeciler ve azab habercileri olarak gönderdik ki, peygamberlerden sonra insanlarin Allah'a karsi bir bahaneleri olmasin. Allah mutlak üstündür, yegane hikmet sahibidir.
لَّكِنِ اللَّهُ يَشْهَدُ بِمَا أَنزَلَ إِلَيْكَ أَنزَلَهُ بِعِلْمِهِ وَالْمَلائِكَةُ يَشْهَدُونَ وَكَفَى بِاللَّهِ شَهِيدًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 166
Fakat Allah, sana indirdigini kendi ilmiyle indirmis olduguna sahitlik eder. Melekler de buna sahitlik ederler. Allah'in sahitligi de kafidir.
إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ وَصَدُّواْ عَن سَبِيلِ اللَّهِ قَدْ ضَلُّواْ ضَلالاً بَعِيدًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 167
Süphesiz inkâr edip, insanlari Allah yolundan alikoyanlar, derin bir sapikliga düsmüslerdir.
إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ وَظَلَمُواْ لَمْ يَكُنِ اللَّهُ لِيَغْفِرَ لَهُمْ وَلاَ لِيَهْدِيَهُمْ طَرِيقًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 168
Muhakkak Allah, inkâr edenleri ve zulmedenleri ne bagislar, ne de dogru bir yola eristirir.
إِلاَّ طَرِيقَ جَهَنَّمَ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا وَكَانَ ذَلِكَ عَلَى اللَّهِ يَسِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 169
Onlari ancak cehennemin yoluna (iletecek ve) onlar orada ebedî olarak kalacaklardir. Bu ise Allah'a çok kolaydir.
يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءَكُمُ الرَّسُولُ بِالْحَقِّ مِن رَّبِّكُمْ فَآمِنُواْ خَيْرًا لَّكُمْ وَإِن تَكْفُرُواْ فَإِنَّ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَكَانَ اللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 170
Ey insanlar, Resul size, Rabbi'nizden hakki (gerçegi) getirdi. Kendi yarariniza olarak ona inanin. Eger inkâr ederseniz, bilin ki göklerde ve yerde olanlarin hepsi Allah'indir. Allah bilendir, hikmet sahibidir.
يَا أَهْلَ الْكِتَابِ لاَ تَغْلُواْ فِي دِينِكُمْ وَلاَ تَقُولُواْ عَلَى اللَّهِ إِلاَّ الْحَقَّ إِنَّمَا الْمَسِيحُ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ رَسُولُ اللَّهِ وَكَلِمَتُهُ أَلْقَاهَا إِلَى مَرْيَمَ وَرُوحٌ مِّنْهُ فَآمِنُواْ بِاللَّهِ وَرُسُلِهِ وَلاَ تَقُولُواْ ثَلاثَةٌ انتَهُواْ خَيْرًا لَّكُمْ إِنَّمَا اللَّهُ إِلَهٌ وَاحِدٌ سُبْحَانَهُ أَن يَكُونَ لَهُ وَلَدٌ لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَات وَمَا فِي الأَرْضِ وَكَفَى بِاللَّهِ وَكِيلاًSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 171
Ey kitab ehli! Dininizde taskinlik etmeyin ve Allah hakkinda ancak dogru olani söyleyin! Meryem oglu Isa Mesih, sadece Allah'in elçisi, Meryem'e atmis oldugu kelimesi ve O'ndan bir ruhtur. Allah'a ve peygamberlerine inanin (Allah) üçtür demeyin. Kendi yarariniz için buna son verin. Muhakkak ki Allah tek bir ilâhtir. O, çocuk sahibi olmaktan yüce (münezzeh)dir. Göklerdeki ve yerdekilerin hepsi O'nundur. Vekil olarak Allah yeter.
لَّن يَسْتَنكِفَ الْمَسِيحُ أَن يَكُونَ عَبْدًا لِّلَّهِ وَلاَ الْمَلائِكَةُ الْمُقَرَّبُونَ وَمَن يَسْتَنكِفْ عَنْ عِبَادَتِهِ وَيَسْتَكْبِرْ فَسَيَحْشُرُهُمْ إِلَيْهِ جَمِيعًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 172
Hiçbir zaman Mesih de Allah'in bir kulu olmaktan çekinmez, Allah'a yakin melekler de. Kim O'na kulluk etmekten çekinir ve büyüklük taslarsa bilsin ki O, onlarin hepsini huzuruna toplayacaktir.
فَأَمَّا الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ فَيُوَفِّيهِمْ أُجُورَهُمْ وَيَزِيدُهُم مِّن فَضْلِهِ وَأَمَّا الَّذِينَ اسْتَنكَفُواْ وَاسْتَكْبَرُواْ فَيُعَذِّبُهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا وَلاَ يَجِدُونَ لَهُم مِّن دُونِ اللَّهِ وَلِيًّا وَلاَ نَصِيرًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 173
Inanip güzel isler yapanlara gelince, onlarin mükafatlarini eksiksiz ödeyecek ve lütfundan onlara daha fazlasini da verecektir. Allah'a kulluktan çekinip büyüklük taslayanlara da siddetli bir sekilde azab edecek ve onlar Allah'dan baska kendilerine ne bir dost, ne de bir yardimci bulamayacaklardir.
يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءَكُم بُرْهَانٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَأَنزَلْنَا إِلَيْكُمْ نُورًا مُّبِينًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 174
Ey insanlar! Size Rabbinizden bir delil (Muhammed) geldi ve size apaçik bir nur indirdik.
فَأَمَّا الَّذِينَ آمَنُواْ بِاللَّهِ وَاعْتَصَمُواْ بِهِ فَسَيُدْخِلُهُمْ فِي رَحْمَةٍ مِّنْهُ وَفَضْلٍ وَيَهْدِيهِمْ إِلَيْهِ صِرَاطًا مُّسْتَقِيمًاSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 175
Allah'a inanip O'na simsiki sarilanlari (Allah), kendisinden bir rahmet ve lutfa sokacak ve kendisine varan dosdogru yola iletecektir.
يَسْتَفْتُونَكَ قُلِ اللَّهُ يُفْتِيكُمْ فِي الْكَلالَةِ إِنِ امْرُؤٌ هَلَكَ لَيْسَ لَهُ وَلَدٌ وَلَهُ أُخْتٌ فَلَهَا نِصْفُ مَا تَرَكَ وَهُوَ يَرِثُهَا إِن لَّمْ يَكُن لَّهَا وَلَدٌ فَإِن كَانَتَا اثْنَتَيْنِ فَلَهُمَا الثُّلُثَانِ مِمَّا تَرَكَ وَإِن كَانُواْ إِخْوَةً رِّجَالاً وَنِسَاء فَلِلذَّكَرِ مِثْلُ حَظِّ الأُنثَيَيْنِ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمْ أَن تَضِلُّواْ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌSorah An-Nisa ( The Women ) Verse Number 176
Senden fetva istiyorlar. Deki: "Allah size kelâle (babasiz ve çocuksuz kimse) nin mirasi hakkinda hükmünü açikliyor: Çocugu olmayan, fakat kiz kardesi bulunan bir kisi ölürse, biraktigi malin yarisi o (kiz kardesi)nundur. Çocugu olmayan kiz kardes ölürse, erkek kardes ona varis olur. Eger (ölenin) iki kiz kardesi varsa, biraktiginin üçte ikisi onlarindir. Eger kardesler erkek ve kiz olurlarsa, erkegin hissesi, iki kizin hissesi kadardir. Sasirmamaniz için Allah size (hükümlerini) açikliyor. Allah, her seyi hakkiyla bilendir.